Bu atılan kaçıncı çentik kilitsiz kapıma
Ve devrilen kaçıncı ağaç gönül bağımda
Umursamıyorum
Gidene hiç kal diyesim yok
Öyle içime atasım da
Eyvallahım da yok
O közün alev almaması
Yeni yangınların çıkmaması için
Bir küle dönüşmemesi için kalbimin
Buzdağı misali yanından geçiyorum
Sanki sen yokmuşsun gibi
Sessizce gidiyorum
Kusursuz sorumluyum sevdamdan
Bitap düştü ruhum ızdırabından
İsterdi çekip gitmeyi bu can bu yangından
Ne var ki izin yok çıkmaya bu sarmaldan
Öyleyse kor gibi düşeceğim sadrına
Hayatımda hiç sönmeyecek bir lamba
Hem ruhumu doyuran
Hem beni ayağa kaldıran
Bir lamba ki aya, güneşe bedel
Hem gecemi, hem gündüzümü aydınlatan
Özlemekle yetiniyorum
Zor geçiyor zaman
Geçmek bilmiyor aslında
Eğliyorum kendimi yalandan
Çekilmez bir dert bu
Belirsiz bir ifadesi çıkmasın aşkın
Canan tükense de paydasında
Can diri duruyor payında
Bırak aşk tanımsız kalsın
Ancak limitini alınca sonsuz çıkan
Masada tek sen vardın
Boş boş bakardı gözlerim diğerlerine
Masada tek sen vardın
Selam dururdu sana bakışlarım
Aldırmazdım kimseye
Göz benim, nizam benim
Aşk benim, sevda benim
Gönül benim, meydan benim
Kalem benim, satır benim, söz benim
Dert benim, çile benim
Öyle sanal rüzgarlara kapılıp yıkılan
Basit dalgaların üzerinden geçtiği
Bir mendirek olmayacaksın
Taştan bir iskelen olacak
Her sarsıntıda ayakta kalacaksın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!