Bırak keskin yaraların uyumaya yüz tutsun
Okuduğun sevda kitaplarına koy ayracı
Tecrübelerin demlenip sükuta ersin benliğin
Kapat artık sahnenin perdelerini
Değmez emeklerine
Boyacı küpünde bir aşk yaşıyoruz
Bir daldır küskün
Bir çıkar mutluyuz
Bir gün kavga ediyoruz
Bir gün huzura yürüyoruz
Buğday teninden ilham alıp
Bana hislenen nemli gözlerini
Aldım avuçlarıma
Burcu burcu kokan saçlarını
İçime çektim masada
Beline kadar uzanıp
Piyanoya erişen
Dalgalı kahve saçlarını
Sevdim senin
Şefkatle beni kucaklayan
Bir Ceylan eti yer gibi kartalın
Pençelerim üstünde
Ruhum içinde dolanıyordum
Ben seni alıp yükselirken maviliklere
Yükselirken sevdamızın nefessiz kalıp
Öleceğini bile bile
Hissiyatımın dibe vurduğu an
Sen çıktın karşıma
Başına buyruk bir karakteri
Yeniden canlandırdın
Lakin ufak temasların ve arada bir arayışların
Defnem ört geçmişimi
Hakiki damarların uzansın bana
Yalancı yaprakların olmasın
Akmasın sahte pınarları kalbinin
Aşk bildiğim hikayeler de okuma
Hani bir çay istemiştin ya benden
İçince ısıttı içimi dedin ya birden
Tüttü çayın buharı
Kaldı buğusu bardakta
Sözler kiyafetsiz, sarsıldım
Soylu kalbimle küstah tavrını
Umulmadık anda galebe çaldım mı?
Benmerkezci yapaylığını yanıtsız bırakıp
Seni hüsrana uğrattım mı ?
İçi boş cilveli bakışlarını yok sayıp
Üzerine çizgi attım mı ?
Çıktın geldin apansızın
Filmin salt son karesindesin sanki
Bütün kareler son kareye çıkıyor lakin
Tüm aşklarım bileşense
Sen bileşenlerin bileşkesisin güzelim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!