Altmış bin nüfuslu bir şehirde yaşıyorum
Sevenlerimin sayısı sevmeyenlerden çok
Ağladığımızda oluyor güldüğümüzde
Bazen sarılırız birbirimize
Sonra akşam olur batar güneş
Her kez gider evine
İki parmağım
Daktilo üzerinde elli tuşla sürüyor yaşamım
Bunları tamamlayan iki güzel unsur
çay ve sigara.
Elbette inanıyorum tanrıya
Hiç bir beklentim olmadı ama
İşten eve dönüşlerim düşer aklıma
Olmadık bahaneler uydurup ayak sürüyüşlerim
Gönül ister ki telefon çalsın “nerdesin” çalmaz
Bir paket sigara bir ekmektir mahalle bakkalın
Çalacakmışsın gibi uzanırsın çikolatalara
Sanki biraz sonra kapı aralığında bir çocuk
Yaşamayı bir türlü beceremediğim sevgili
Uzun ayrılıkların ardından otogarlarda kavuşmak
'Seni özledim'le başlayıp
'Bir daha gitme'yle biten cümleler
Nerdeysen çık ortaya artık
Yani diyorum ki
Bu gün bu şehir
Grizusu patlamış bir maden ocağı gibi
Bir benim için geçerli bu sebep bir tek benim.
Canım hiç bir şey istemiyor
Çay, sigara, yemek, hatta sevişmek
Biraz uyuyabilsem iyi gelecek
Yine bende
Yolunda gitmeyen bir şeyler var
Ve bir şiir
Henüz yazılmamış
Dilimin ucunda
Dudaklarımı aralasam
Her gece aynı saatlerde ayak seslerin
Tepeden tırnağa ay ışığı ve yıldız
Çakal ve köpek seslerine fırlıyorum dışarı
Beni senden başka kimseler bilmez
Akşam sefaları serpiyorum eteklerine
Dudaklarında şiirlerimden tanıdığım bir tebessüm
Sen sarışın değildin yapma ne olur
Böyle yeşil yeşil bakmakta nerden çıktı
Bir intihar girişimiydi seninle her sevişmemiz
Kıl payı kurtulurduk ölümlerden her hece
Tenin buğdaysıydı hatta bal rengi
Yapma ne olur yalvarıyorum
Kalın çerçeveli gözlüğü bastonu vardı
Yavaşça sokuldu yanıma
“Evladım beni şu karşıya geçir
Gözlerim görmüyor
Ölmekten filan korktuğumdan değil
Bak işte yine karayel esmeye başladı
Ve işte gördüğünüz gibi
“Karım” demeye cesaret edemediğim bir kız
Çekmiş beyaz gelinliğini üstüme üstüme yürüyor
Ulan namussuz yürek bir kez olsun tekle be
Pat diye dur demiyorum neme lazım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!