Bakma sen bu gece böylece burada oturduğuma
Bu çay büyük bir palavra sigaram ihanet
Anason kokuyor şiirim bir çığ düşüyor üzerime
Sırtımı yaslayıp fırtınalara ölümümü seyrediyorum
Bu ne muhteşem bir manzara be Merve
Düşün bir daha hiç buharlaşmayacak göz yaşlarım
Bir cinayet tasarlamalıyım senin için
Öyle bir cinayet olmalı ki
Profesyonel katiller bile şaşırsın
İki kaşının tam ortasından vurmalıyım seni
İki kaşının tam ortasına saplanmalı dudaklarım...
Bir şarkı dinliyorum
Çooook uzaklarda bir yerden geliyor
Bir akvaryum içinde yaşıyorum
Suni yosunlar suni deniz kabukları
Kırmak istemedim mi sanıyorsun bu camları
Kaç defa denedim
Dostum bizim ihtiyar
Bu gün iyice şaşırdı
Karla yağmuru karıştırdığı olurdu
Güneşle yağmuru pek karıştırmazdı
Bir arada rüzgar estirdi
Naylon uçtu odunların üstünden
350 haneydi şehirlere göç başlamadan önce
Köyün kuruluş tarihçesini kimse bilmez
Üç derslik bir okulu vardır
Bir öğretmen bazen bulunur
Muhtarımız tam kara cahil
Nüfus cüzdanı suretlerini kızı doldurur
Ben tanırım
Tanırım ben sevda türkülerini
Hangi dilde söylenirse söylensin.
1994 Söke
İçim içime sığmıyor biliyor musun
Bütün gün bütün gece seni düşünüyorum
Seni anlatıyorum insanlar hariç her şeye
Uzuuuuuuun, uzuuuuun dertleşiyoruz
Mart ayı bir köşe başında flört eden iki kediyle
Kendimi sokaklara vuruyorum biliyor musun
(Dostum Mesut Çavuşoğlu'na)
Unutma da
Benim oralara da, bi uğra.
Yani Konak mahallesinin daracık taş sokaklarından
Kedi çığlıkları köpek homurtularıyla yan yana
Beni şair diye tanıtmayın kimseye
Onlar sanıyorlar ki
Gazetelerde boy boy resimlerim
Hayat hikayeme dair yazı dizileri
Televizyonlarda edebiyat sohbetleri
Büyük organizasyonlarda
Mesut Çavuşoğlu’na
Bak dostum işte sonunda oldu
Kış kıyamet hele sobayı doldur
Çayın suyunu da koy dondum
Fazla vaktim yok
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!