Ala Camii
Ermeni Fransız tarafında işgal edilmiş
Önceden kiliseymiş, camiye çevrilmiş
O zamanın insanları öyle yapar imiş
Cami yapma, yapma kısmeti ise bizeymiş
Gök yüzüne baktım gök mavi
Yere baktım kızıl olmuştu
Yağmayan yağmur sarartmıştı ortalığı
Barajlarda su kalmamıştı Seyhan da
Ağaçlar boynunu bükmüştü, üzgünü
Tarih kokar anlatmakla bitiremesin
Lale devrini anlatmadan geçemezsin
Fatih Sultan ismini hiç aklından çıkaramazsın
Köprülerinden geçmeden gideceğin yere varamazsın
Ah...İstanlul dünyada birtanesin.
8- Dünyalar Güzeli Anam
Beni, bende var edensin
Dünyalar güzeli ana.
Sevdiğime yar edersin
Kâinat güzeli anam.
Anneciğim sen başımın tacı olmuşsun
Seni o kadar seviyorum sanki göz bebeğim olmuşsun
Seninle yer değiştirip,sen ki bebeğim olmuşsun
Sen benim canım,cananım olmuşsun anneciğim.
Anneciğim sen benim baharda açan meyve çiçeğim olmuşsun
Sana benzeyen herkese
Bakıyorum....
Seni hatırlatıyor bana
Seni....
Ya yürüyüşü
Sana benzeyen
Yüzüne baktım nur akıyor
Yanına vardım güzel kokuyor
Dokundum ruhumu okşuyor
Yanına vardığım meğerse annemmiş.
Karanlıkta kim olduğunu anlayamamıştım
Bir Kahraman’ın Hayat Hikâyesi (Öyküsü) Şeref Usta
Bu yaşam hikâyesi Cumhuriyetten önce olan bir aile dramıdır.
Hayrullah Çavuş Malatya Darende’den Çukurova ya göç etmişti. Yaşadığı ilçede iş imkânı yoktu. Halk hep başka şehirlere göç ederek yaşamlarını sürdürüyordu gittiği yerlerde çok zorlukla iş imkânları sağlıyorlardı.
Hayrullah çavuş da bunlardan biriydi. İki çocuklu bir aile olarak göç etmiş ama onun maddi durumu iyiydi. Esnaflık yapıyordu. Bu esnaflığını orda sürdürmeye başladı ve kısa zamanda çok sevilen bir esnaf olmuştu. Kendi hemşerileri arasında çok tutulan güvenilir bir esnaf olmuştu günler günleri kovalarken çok mutlu günler yaşarken birden rahatsız olan eşi Eşe hanımın rahatsızlığı onu çok üzmüştü o dönemlerde sıtma diye bir hastalık kol gezerken onların evine de uğramıştı birkaç gün sonra hayatını kaybeden eşinin acısı onu iyice kahretmişti. İki çocukla yalnız başına kalan Hayrullah çavuş, perişan olmuştu. Bir yandan iş, bir yandan iki yetim çocuk. Biri kız diğeri erkek. Komşuları yardım ediyordu ama ne kadar yardımcı olabilirdi ki. Yıkılmış bir ailenin acısına dayanamayan konu komşu, “bir hanım bulalım da hem bu genç adam ve çocukları kurtulsun” diyorlardı. Aradan bir yıl geçmişti ki komşulardan biri “oğlum Hayrullah gel sana bir kız buldum, yukarı köyden iyi bir ailenin kızı. Babasını tanırım. Cuma günleri namaza gelir namazını kıldıktan sonra oturur beraber yemek yer, sohbet ederiz, bende ara sıra o köye yolum düştüğünde onlara uğrarım. Ayşe kızımız, hanım hanımcık, ailedekilerin hepsi candan insanlar” der. Hayrullah çavuşu alıp köye götürür kızı gösterme şansını yakalarlar. Daha sonra Ayşe Hanımın babasına “bakın bu delikanlı çok çalışkan ve komşumuz. Bir yıl önce eşini sıtmadan kaybetti. İki çocuk yetim kaldı. Konu komşu bizler bakıyoruz. Buna bir eş lazım. Bende senin kızın Ayşe’yi düşündüm. ne dersin Hasan ağa? ” der. “Sen dedikten sonra neden olmasın” der Hasan ağa. Kızı verir ve Hayrullah çavuş ikinci eşi ile evlenir. Ayşe gelin, ilk evliliği olduğu için birden iki çocuk sahibi olmakta zorluklar yaşar ama günler geçtikçe bu ortama alışır.
Hayrullah çavuş, evden rahatlamanın verdiği huzuru yaşarken, işleri de çok güzel olmuştur. Çok para kazanıyordu. Sattığı malları çok uzaklardan kervanlarla getiriyordu. Güzelde kazancı vardı. Günler ayları, aylar yılları kovalarken ikinci eşi Ayşe gelinden iki oğlu olmuştu. Çocuk sayısı üç oğlan bir kız altı kişilik bir ailesi vardı. Gül gibi geçinip gidiyorlardı. En büyük oğlu Hasan kızı Maşuka ve diğer eşinden Şeref ve Mevlit idi. Kızı Maşuka on dokuz, Hasan yeni yetişip geliyordu. On yedi yaşındaydı. Şeref Dört ve Mevlit iki yaşındaydı ki olanlar olmuş dünyaları kararmıştı.
Babacığım sen,süper yakışıklı,uzun boyunla
Tertemiz kalbinle,çok vicdanlı huyunla
Aynı zamanda da; çok çapkınlıklarınla
Sen yaşamın en kralını yaşayan biriydin
Devrin ağası,güzellerin sevdalısıydın
Boncuğum
Her gün süt verdim içerdin
Bazen de köşe bucak kaçardın
Ortalığa miyav sesi saçardın
Sonunda öldün biricik boncuğum
şiirinizi biraz daha türkçe ile güzelleştirebilirdiniz sadelik bakımından iyi ama çok sade. anlatılanları ya çokçabuk anlayıp küçümsedim yada hiç anlamadım. medeni cesaretinizi tebrik ederim
şiirinizi biraz daha türkçe ile güzelleştirebilirdiniz sadelik bakımından iyi ama çok sade. anlatılanları ya çokçabuk anlayıp küçümsedim yada hiç anlamadım. medeni cesaretinizi tebrik ederim