Mukim İşbilir Şiirleri - Şair Mukim İşbilir

Ayrılık acısı, içinde hüzün
Kara bir sevdanın izi var sende
Dünyaya kayıtsız gülse de yüzün
Vurgun yemiş yaprak hali var sende

Gülüyor olsa da yeşil gözlerin

Bir mavi buluttum,ben yıllar önce
Gönlüme bu sevda,doğmadan önce
Sevdalım rüzgardı,savrulup durdum
Çarpıp, şu dağlara yağmadan önce

Bazen meltem olup,bağrıma esti

Uzak diyardayım, hayalimde sen
Nasıl özlediğimi ah! bir bilebilsen
Ne olur sevdiğim sen bana gelsen
Ben sana gelemedim,yollar koymuyor

Duydum üzülmüşün,inceden ince

Ülkem yine tozduman, gün doğdu hainlere
Sahnede çirkin oyun, sabır kaldı bizlere
Açılımdan cesaret, alın işte sizlere
On bir vatan evladı, bugün toprağa düştü

Haine taviz versen, başardık sanacaklar

Aşk,aşk deyip durur,bütün ahali,
Bilsem ki bu aşkın tarifi nedir?
Bilen var mıdır ki? bu meçhul hali,
Sahiden bu aşkın tarifi nedir?

Mecnun’mu Leyla’da özünü bulmuş,

Yâr gönlüne girebilmek
Katıksızca sevebilmek
Binbir çile,binbir emek
Ölümüne sevmek gerek

Zor bir iştir bilmek gerek

Ey RAHİM ya RAHMAN
Sensin dertlere derman
Bize merhamet et ki
Yoksa halimiz yaman

AZİM’sin ve KERİM’sin

Hikaye bu ya bir küçük balık
Koca okyanusu aşmak istemiş
Nereye varır ki küçücük alık
Hedef belli değil yol bulamamış
Yeter mi takatin deryaları aşmaya
Akıl mı var sende menzile ulaşmaya

Mağrur olma gönül,tut sen sözümü,
Derin sevdalara düşme ha sakın!
Sarar benliğini, yıkar bendini,
Deli sevdalara düşme ha sakın!

Haziran ayında kışı yaşarsın,

Ey tersi dönmüş belhum adal millet
Yakındır boğması düştüğün zillet
Hizaya gel, insan ol, kendin hallet
Ya da bu necip millet halledecektir

Taşarsa sabrımız yakındır sonun