Muhayyel imparatorluğun kutlu şehitleri,
Sahipsiz cesetlerini kurtlar yedi ve dağların itleri!
Bu ülke için öldüler bir kurşun bile atmadan,
Cephe cephe dolaşmaktan, bir gece evinde yatmadan.
Hiçbir gerekçe haklı gösteremez bu acıyı,
Hiçbir söz teskin edemez anayı, babayı, bacıyı.
Ben bugün vatan için düştüm diye toprağa
Beni seven hiç kimse ardımdan yas tutmasın
Vuslatım bugün benim, bugün benim düğünüm
Benim mutluluğuma kimse elem katmasın
Sevdan yüreğimde zağlı bir hançer
Çıkarsam ölürüm, tutsam ölürüm
Kendi gurbetimde kaybolmuşum ben
Gitmesem ölürüm, gitsem ölürüm
Burcu burcu sıla kokusu gelir
Sevdiğini çektin aldın.
Şükür emrine ya Rabbi.
Sevenleri derde saldın,
Şükür emrine ya Rabbi.
Bir tipiyle, fırtınayla,
Sevgiyle beslenir insan yüreği
Sevgisiz bahçede dal çiçek açmaz
Sevgisiz mekanlar buz dağlarıdır
Sevgisiz beldeden göçmen kuş geçmez
Dünyayı döndüren sevgi değil mi
Ben hesap gününe hazırlanırken
Hakk’a yöneltmeyen kulu neyleyim
Benim ne baharım, ne yazım kalmış
Sonbaharda açan gülü neyleyim
Ömrümce hep doğru yolda yürüdüm
Ördüğümüz duvarda durmasa da taşımız
Dert dolu tencerede kaynasa da aşımız
Her gün bin bir belaya uğrasa da başımız
Varız, biriz, birliğiz dönmeyiz yolumuzdan
Namerde dert yanmayız, dert dolu halimizden
Taşına göz diken bilcümle zalim,
Taş kesilsin, taş kesilsin inşallah.
Bilerek hainlik yaparsa her kim,
Taş kesilsin, taş kesilsin inşallah.
Beş bin yıldır bu toprakta yaşarız,
Dinleyin oğullarım,
Kızlarım dinleyin.
Kendiniz bulamazsanız da bu gerçeği,
Duymadık demeyin.
Hayat tek başına yaşanır oğul,
Tek başına çekilir çileler.
Bunca yıldır beklediğim
Telli turnam çıka geldi
Öyle bir bakış baktı ki
Yüreğimi yaka geldi
Bilmedim bu nasıl şeydi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!