Hakk şarabı gökten yağıyor ise,
Üzüme ne gerek, bağa ne gerek?
Gerçekten, birlikte rahmet var ise,
Azlık yeter bize, çoğa ne gerek?
İster maraba ol, istersen ağa,
Eşkıya kadı olunca
Kentten kaçtık yaban olduk
Cahiller cama dolunca
Sus, pus olduk, aman(!) olduk
Nadanlar makama doldu
Ben de bunu bilmiyorum
Neredeyim, niceyim ben
İnsanlığın lisanında
“Be..” denilen heceyim ben *
Okuduk, okuttuk, öğrenemedik!
Öğrenci, öğretmen ya da neyiz biz?
Suyumuz deryaya ulaşmasa da
Çorak topraklarda bir çeşmeyiz biz
Kara gece ile, kara öz ile
Kırk ince kız Oğuz’un
Ayla yıldız Oğuz’un
Bu bir destan, upuzun
Saymakla bitmez Oğuz
Bir yere yurt dediyse
Oğlum Oğuz Han Ali’ye
Türk’ün ve İslam’ın iki yiğidi
Biri Oğuz Han’dı, biri Ali’ydi.
Bir Türk evladına ne demeliydi.
Kıl ve tüy, herkeste var.
Kol ve bacak, herkeste.
Şehvet, her canlıda var.
Yaşayan her nefiste.
Eğer, bir cevher varsa,
Bunların ötesinde.
Denemeler yer altında,
Patlama var fay hattında,
-Tesla- bomba patlattı da,
Fay hattı harekete geçti.
Durma yüksek binalarda,
Çimen yeşil bu gün,
Gök, maviymiş.
Yeni fark ettim,
Pırıl pırıl masmavi gökyüzünde,
Kuşlar uçarmış.
Sen doğana dek bilmezdim,
Alanya beyinin oğluyum sanki,
Böğründen vuracak geyik ararım
Üsküdarlı Mahmut oldum da hani,
Hüdai yolunda kayık ararım.
Bir asa uçar önümde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!