Seni düşünüyorum,
Temmuz mu, Ağustos mu?
Hangi ay, bilmiyorum.
Bozkırın ortasındayım,
Bir damla su yok.
Dokuz dolanbaçtayım,
Tanrı bizi kutladı,
Dördüncü bir can verdi.
Bir Oğuzhan vermişti,
Bir de Cengizhan verdi.
Bu temiz oğullara,
Kut verdi ve şan verdi.
Aylı gökyüzü ışıl ışıldı
On dördüydü ayın.
Gökte üç yıldız gördü çoban,
Daha önce hiç görmediği
O yıldızları tanımıyordu
Hem o yönde hiç yıldız olmazdı.
Güzeli, zengini herkes ağırlar
Sofrana bir fakir davet ettin mi
Menfaatin için “dava” diyorsun,
Hiç “kul hakkı” için dava güttün mü?
Hoş olur etrafa hava atması
“Benim bıraktığım vatan.”
Der toprak altında yatan.
Ama benden değil satan.
Davul benim omuzumda,
Çomak elin domuzunda.
“Değişim, özgürlük, açılım” dendi
Kökleri çok gizli tuzaklardaydı
“Bu düşünce yerel, ulusal” dendi
Mimarı çok çok uzaklardaydı
*
Yalın ayak, başıkabak,
Kapında dilenirim.
Ne verirsen, ona razı,
Peşinde dolanırım.
Bu fakir, hep çeker çile.
İyi ki demirden yazmışlar adın,
Yoksa seni de inkâr ederler bil ki.
Bu sözüm duyup da üzülme sakın,
İlk inkâr edilen sen değilsin ki.
Senin yolun dümdüz, yolum gibidir.
Seni yerden yere vurdu ve de perişan etti
Halen koşacak mısın şu dünyanın peşinden
Namerde muhtaç oldun, zehir sundular sana
Halen tadacak mısın namertlerin aşından
Suçsuz yere idam sehpasına çıkarılan bütün Türk çocuklarının aziz hatırasına!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!