Atım üç kıta nasıl da gezer yurdumdu
Akdeniz gölüm Karadeniz havuzumdu
Çağlar açıp kapayan ilim hamurumdu
Irkçılık özgürlük naralarına kandım
Fenomen fantom ağrısında yıllar yandım
Hayat timsah gözyaşı ile bekleyedursun
Karınca buğday tanesiyle yola koyulsun
Devlerin yanından dağ tepe ovalar aşsın
Eğer ki kalırsa tümsekte hayat utansın
İyilik tohumu saç geçtiğin her yere
Aç kelamullah fersah fersah açılsın âlem
Ceviz kabuğuna da hapsolunmuş bir âdem
Var ötesi var gerçek ötesi hakikaten
Bir kaşık suda kopan fırtına niçin neden
Yürüyoruz emin adım Kiramen Kâtibin
Ne güzel ağaçta yaprak
Rüzgâr sallar ruh katarak
Dostun dostuna nefesi
Ne güzeldir muhabbeti
Bad-ı saba anlat güzellikleri
Bir şafak vakti gözümüz güneşe tutuldu
Hakikatin perdesini açtı ve götürdü
Maddenin ardındaki sır perdesi çözüldü
Her şey aydınlık dünya sofrasında göründü
Kalplere düşen yükün ağırlığı çözüldü
Hakikati varlığın üzerine var et
Var olan yok olur hakikat gölgesinde
Kat kat sır perdeleri çözülür evet
Sonsuzluğa açılır cennet bahçesinde
Henüz varlığa tapana tapıyorsun
Mezarda Münker-Nekir geldiğinde
Rabbin kim diye sual ettiğinde
Dilin dolanır diyemezsen Allah
Yazık sana vah sana hüsran sana
Hepimiz köylü çocuklarıyız
Koşuyoruz şehrin ışıklarına
Çıkarıyoruz ayağımızdan çarıkları
Asfalt ayakkabıları geçiriyoruz
Özeniyoruz kravatlı amcalara
Rahman Rahim Allah’ın adı ile
Rabbim her işimin başı seninle
Çamura beledin Ruhundan üfledin
Güzele takılan göz
Aklına ilişen söz
Gönüle süzülen köz
Mandalda asılı öz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!