Şehrin janjanlı ışıkları
Caddeler rengârenk araba
Dükkânların büyülü dünyası
Küçük garip bir yolcu
Ayağında lastik ayakkabı
Asfalta pek de yakışmadı
Çölde bir kum tanesi
Soğuktan geceleri
Sıcaktan gündüzleri
Kavrulurda kavrulur
EŞREFİ MAHLÛK İNSAN
Gök kubbemiz direksiz kuruldu
Güneş ay yıldızımız konuldu
Çok ince hesap edildi düzen
Halife eşrefi mahlûk insan
Her ne zaman kalemi elime alsam
Seni ifade eden kelime bulamam
Dil lal gönül mahzundur yanar bedenim
Ey aziz şüheda cennettir vatanın
Yaşamaya değil yaşatmaya can verdin
Yine eylül dokunur soğuk rüzgâr
Yapraklar dalda sararmış vedada
Göçmen kuşlar terk eylemiş uçar
Bahar gitmiş yaz bitmiş kış kapıda
İkindi keraheti ve son bahar
Önce nefsinden sonra insandan geç
Kendine sırat-ı müstakimi seç
Ne övgü ne de yergi döndürmesin
Sırat köprüsünden doğrulukla geç
Kullara kulluğa sakın ha kanma
Gecekondular kaç oda kaç salonlar
Gecekondular şehrin neresine kondular
Gecekondular kaç kişiye yuva oldular
Gecekondular gecekondular
Yatak yorgan dürülür
Yeni yollar görülür
Yerleşemem dünyaya
Kaderde göç görülür
Kâbe-i Muazzam ne güzel
Tevhit zikrini kuşan gel
Tavafta kullar ne güzel
Gönül ihramı kuşan gel
Çıkar fani elbiseni
İlim meclisine girmek istersen
Gönül deryasında gezmek dilersen
Erenler sofrasından yemek yersen
Gönül ihramı kuşan gel
Hep başka bahçenin gülünde gözün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!