Kahpe kurşunları saydım diyorum
Kalleş oyunundan aydım diyorum
Ben ki bu hayattan caydım diyorum
Aşkın şarabıyla kandım diyorum
Çağların, kültürlerin, dinlerin, coğrafyanın
Ayasofya, kim koydu göbeğine Dünya’nın?
Doğu-batı arasında, haç hilal ortasında,
Rüzgâr fırtına işte bahar
Gönül coşar arar ilkbahar
Kara kış nice çam devirdi
Kızılırmak çok coşkun akar
Gönlü hapsetmişiz kafese
Kar ilk önce yükseklere yağar
Eğlenmez burada kurt ne çakal
Yüksek tepeleri rüzgâr yalar
Ay yıldızlı bayrağını sallar
Rüzgâr kırmızı gülleri okşar
Bir bıraksa bedenim ruhumu
Çıksam yedi kat semaya doğru
Katılaşmış maddeye mahkûmum
Açılsın şu özgürlüğün yolu
Gergef gergef örmüş şirk batağı
Paramparçadır zihin dünyası
Çatırdayan yürekler sancısı
Bir rahmet damlar çöl ortasına
Bir sevda yeşerttim
Tarihin tozlu sayfalarını üfledim
Küllerimden şöyle bir doğrulayım
Konstantinopolis hayal kuranlara
Bir Osmanlı tokadı vurayım
Bir sonraki durakta geçti zamanım
Durduğum durağın
Ne güneşini ne de rüzgârını hissetti bedenim
Umutlarım gayelerim hayallerim
Koskoca bir yıl geride kaldı
365 gün bilmem kaç saat kaç saniye
Bir istatistiğini yapsak o dakikaların
Kaçı hüzün keder acı sevinç
İhanet yalan dolan kalleşlik
BU YOL NEREYE GİDİYOR
Kafasından bir ahkâm kesiyor
Kutsal kitap ne diyor bilmiyor
Tutturmuş yol nereye gidiyor
Hak mı batıl mı nedir demiyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!