Unutma sakın.
Çiçek susuz,
Yemek tuzsuz,
Öğrenci kalemsiz,
İnsan kalpsiz,
Kadın kocasız,
Öyle çok arzuluyorum ki;
Masallardaki o sihirli değneği.
Elime alıp,
Yapamadıklarımı yapmak adına.
Dünyadaki savaşları silmek adına,
Hastalıklara son vermek adına,
Acılarla geçen yıllara direnmeyi,
Sırtında karlarla uyumayı,
Tepemde dolaşan kartallara yem olmamayı,
Ben sizden öğrendim.Dağlar.
Üzerinden geçen sellerin taşlarını alıp,götürdüğünü,
Esen rüzgarların toprağını alıp,savurduğunu,
Yürüyorduk yine en sevdiğimiz sahilimizde.
Dolunayın bizi hayranlıkla seyrettiği gecede.
Yürüyorduk iki ayrı vücut olarak ama,
Tek bedende tek vücut olarak.
Ellerimiz kenetlenmişti.Ayrılmazcasına.
Kalplerimiz birbiri için çarpıyorlardı.
Selam benden bütün içtenlikle
Esrarengiz sevgiliye.
Ne pastanedeki,ne parktaki
Selam telefondaki sevgiliye.
Müzik kuralları haltetmiş.
Gökyüzü yine onlarla doluydu.
Bir umut,bir haber bekleyenlere.
Gönül haberlerini dağıtıyorlardı.
Çığlık çığlığa.
Kanat kanada.
Baktım uzun,uzun sıralanışlarına.
Göreceksin geleceğim yine kollarına
Bekle,bekle beni diyordun ya.
Hem de en sevdiğim güllerimi de alarak
Getirecektin hani bana gelirken.
Yürekten inanarak bekliyordum.
Umudumu hiç yitirmedim ki.
Batan gemideki yolcuların
Denizde can simidini,
Havalanacak uçurtmanın
Hava da rüzgarı,
Tarlada kavrulmuş ürünlerin
yağacak yağmuru,
Hani fizik alimleri bulmuşlar ya!
Havadan bırakılan nesne yere düşer diye.
Yerçekimi denilen fizik kuralı gereği imiş.
Peki söyle bana kadın!
Serbest bırakıldığımda sana neden koşuyorum?
Bunun kuralı ne?
Dilinin tam ucundadır hani.
Demek istersin de,diyemezsin.
Oysa;
Öncesinden ne kadar çalışmış,
Ne provalar yapmışsındır.
Ama;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!