Yaşamın zaman taşlarında ilerken
Her geçen yaşta bir şeyler eksilir
Ruhumuzdan, kalbimizden
Tutmak istercesine o parçaları
Dönmek isteriz geri
Dün gece bir düş gördüm
Düşümde yine sendin.
Yine kahkalarla gülüyordun.
Sordum; Niye dedim?
Anlatsam uzun sürer dedin..
Sonra nbana döndün;
Hep yedi renk mi?
Çizeceğiz hayatı
İşte bir kara kalem
İşte siyah beyaz hayat
Dört kolluda taşınırken
Hayat atmış yükünü omuzlarımıza
Saçlarımızda beyazlıklar,
Alnımızda yaşam izleri
Sen geldin yuvamıza oğul.
Bakışlarındaki derinlik gibi
Ilık tatsız sonbahar akşamında,
Senin ismini yazmıştım kumsala.
Denizin okşayan tatlı dalgası,
Okur seni bana çağırır diye.
Siyah dalgalı saçlarını çizdim pencereye,
Bir su damlası düşerken toprağa
Havadan geçerken saflığıyla,
Hisseder kendini boşlukta.
Bir an ışığa rastladığında,
Bırakır içindeki renkleri
Engin sonsuzluğa.
Akşamın yoğunluğu düşerken hep üstüme,
Ellerimle bir pencere açarım karanlığa.
Karşılaşırım ışığın aydınlık sağnağıyla,
Birde yosun kokusu eklenir aydınlığa.
Bakalım herşeyimize, çok uzaklardan istersen
Kucaklayalım birbirimizi pencereden bakarken.
Yılların yorgunluğu var üzerimde
Hayata kırgınım
Amaçsızca geçiyor; Geceler, günler
Acımasızca ruhumu bedenimi
Yıpratıyor acılar.
Toplanmışlar sanki karabasan gibi
Bal gözlüm,ipek saçlım,
Gülen yüzlüm, bir tanem, kızım.
Geçiyor zaman büyüyorsun her an,
Büyüdükçe değişiyor dünyan.
Günler geçecek büyüyeceksin.
Gecenin kasveti,
Gündüzün üzerini örterken.
Her taş,her ağaç,her ev ve her insan
Tekbir renkle kaplanıyordu.
Geçmişle gelecek arasında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!