Bir toprağa "Nur" indi.
"Nurdan" filiz yeşerdi.
Filiz büyüdü serpildi.
Mis kokulu çiçekler verdi.
bak yıkılmış bir gönül evi,
sende tut bir ucundan haydi.
örmek gerek sabırla duvarını
karmak gerek sevgiyle çamurunu
ömür dediğin gün dönümü zannımca.
gün doğumundan yine gün doğumuna;
yaşanır bir güncük belki daha da azca.
Gökte dolunay,
gecenin loş ışığıyla birlikte
çiziyorum umutları
bir beyaz kağıda.
Saatin dokuz buçuğu,
sevda gurbetinde sevgiye hasret.
nereden geldi ah kör olası nefret.
kalbini bozma dayan hele sabret.
sevgi ekilir, sevda yeşertilir elbet.
dünya hancı, gelen hep yolcu kalır.
su
su!
öncesi dingin, öncesi durgun...
yatak!
yol açar ilkin, yol açar uzun...
ne su durulur deniz olanda
ne denizi vurur bu kıyıya.
ne ilk, ne de son görünen
bir gözüm denizde;
bir gözüm kıyıda;
bendeniz bir gemi
her tohum başka tohumun suretidir.
her suret kendi sirayetinin tecellisidir.
yeşer tohum bende; sirayetimi arındır.
her gönül o güzel tohumun aynasıdır.
sözüm sana sevgi yoksunu olan.
kıymet bilene emanettir kitabı Kur’an.
ilk vahiydir gelen rasule, ikra i kelam.
okumayanın sonu nedamettir insan.
dünya dediğin iki kapılı han.
kirpiklerin üstü yenice ıslak;
yine ağladın mı sen iki gözüm.
kelimelerin tadı ekşi lügat;
yine mürekkebin mi koruk üzüm.
sen ki beşiği ateşten bir bebek;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!