düşlerle kalmış bir adamdı beyaz nehrin kıyısında
gittikçe benzeyen nehrin soğuk akışına
denize karışmak diye düşünmüyor değildi
beyazlık tıpkı ölümün sesi olduğunda, o da kendi…
avcunda ne varsa dökmüştü yeşil bir aşk hariç
“Killing me softly”
Sen bir zaferle dönüyorsun
Şu akan kanın başında
Beklerken ben
çekirgenin gözündeki çekinge
yirmidokuzuncu bekleyişim hadi sıçra
sil gövdemi tersuyuyla gölgenin
emiyor dizlerimi kalbiyle cenin
mutedil sonun içinde
üç kere çaldım elem kapısını
Şu kırıklar günün elleri
Sırtımda mavi bulut yiyen
Rüzgârın
Çekiyor yüreğimden ışığı
Ve geceyi sıyırıp giden sicimleri
“Elinden tutmasıyla yiten...”
İki kişi kalmış gölgeleri iki ayrı güneşle çevrili –
uçurumunda omuzlarının
Sessizliği paylaşmam diyorsun bir ömür geçmiş-
şair hep bir çocukluktan
bir çocukluğa taşınır
adresıni değiştirdin ama
önce bilgeliğni tüketseydin
ölünce ölüler sevinir önce
herkesin komşusu kendine pencere!
tuttum
diş çıkarttım
dil
damak
ayaklarımı atıp boğazıma
Gör’lerinden akmış uykusuyla şehir
Dönmek’te akşam kalın çizgilerinle
Saatler’den geliyor sözcükler zahir
Sus’un kadar bekliyorum ölümleri
Heceler’den başlayarak sakınıyorum
Hayaller’in için biriktirdim Diller’i
Uzakları öldürüyorum içimde
Içimde ölen uzakların mezarını
Taşımak zorunda
Yüzümün bağları
Bakmak zor ona
Ondan sana
Ayrılıkları biriktirdiğim
Tamamlamak içindir sonunda
Nezaket gösteririm
İlenme olmaz yüreğimde
Alnımda patlamış bir gül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!