lastik kokulu rahlesinde
sevişen aynaların yüzü
cam kırmasi çiy yaşları
pay eder gözlerinden
ne yeter öpmemize
ne yememize
Barbini elinden aldığımda
Tırmaladın yüzümü ilk
Sonra pabuçlarını
Almaktan vazgeçtiğimde
Haykırdın suratıma
Ne kadar mutluluktan
ilkyaz kışın düşü
yaparak doğruladı erguvan
aradı her gün'eşim kendini
döküntüsünü toplarken gece
kış-düşü erguvan kaldı
sende
Hüzün çağla yeşili düştü
Akşamı hürmetle kapattım yüzüme
Yalnızlıktan damıtılmış bir masaldı
Beklediğim çocukluk eşiğinde
Bir karanlığa sardınız beni
Bir uzağın ağulu diline
(İnsanı unut, o kendini hatırlatırken yap bunu, acın azalsın!)
susacağım omuzlarınızdan silkinmiş bir umur
ah şiddetle çiziyorum altını susmak güzel bir ölüm
meme ucunda damarını gösteren mavi kadar güzel o
ölüm dansımı seyrediyor
ayaklarımın geçişi çoktan
ölümce beğeniliyor
sonunda benimle
dans edecek olan
o çılplak da sen mayonezmisin
değilsin tabi sevgili şehrim
dudaklarında otobus durağı
içlerinde vitrin genisliği
bir çıtlasam göğünü
akşam. tırnaklarında kanıyor bir atmacanın. o gözleri
koyulaşan bir saldırıyla
o gözleri fresklerden alıntılar yaparak bakar
gece cıplaktım sana
seğirmelerine dayandım gövdeme giren ellerin
unutkanlığın örtündüğü karanlık ormanı yanar
Yalnız ölümünle bakıştığın anlardır içini kırmış
Yangınla büyümek kendi avuçlarında
Yangınla olmak neyse orman
Hiçbir sözü masum bırakmadım size
ağaçlardı gündüzü göze ısmarlayan
çıktığımızda güneşi alırdı omuzlarımızdan
neşem ağlayarak evi terkeden bir çocuktu
her dönüşünde yanmış bahçeler bulan
ay sen! gökten değil misin bre ay sen!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!