Sana anlatamadığım ne çok şey var,
İçimde biriktirdiğim.
Mesela beni görmezden gelişini.
Bir selamına bile bir ömür verecek kadar,
Sevmişken seni.
Susmaların ardından yüz çevirişin!
İnsan hiç tanımadığı birini, nasıl sever?
Yada, sevmek için, tanımak gerekirmi?
Ben ne zaman başladım,
Seni sevmeye bilmiyorum.
Belki ilk gördüğümde.
Belki aylar içinde.
Annem… kanatsız meleğimdin benim.
Sen varsan, hiç birşey olmayacaktı bana.
Canımı en çok senin yakacağın
Hiç gelmemişti aklıma.
Sen beni hiç sevmedin mi anne?
Uzaktan sevmelerin,
Kederinde boğuldum, ben yine sevdiğim.
Ten kokusu değil can yangısı bu aşk bende.
Sevdanın yağmurlarıyla ıslandım yine,
Sırılsıklam.
Ömrüme kış geldi sevdiyim,
Aşıklar şehrindeyim sevgili.
Sana geldim uzayan yollara inat.
Boş sokaklarda dolaşıyorum amansız.
Ayak izlerini arıyorum, bu karanlık sokaklarda.
Lambalar fersiz sokaklar sensiz.
Yağmurlar yağmış kaldırımlara,
Gecenin yarısında, yürüdüm sokaklarda,
Bir kemandan dinledim, aşkımın bestesini.
O bilindik melodi, çınlıyor kulaklarda,
Sus yüreğim nafile, kimse duymaz sesini.
Bir kemandan dinledim, aşkımın bestesini!
Ateşten gömlek giyip adımı anmıyorsan,
Hıçkırıp uykulardan gamla uyanmıyorsan.
Yakarım bu şehiri eğerki dönmüyorsan,
Maziyi zikretmeyen dillerede aşkolsun.
Seni benden ayıran yıllarada aşkolsun!
Coşmuş taşar yüreğim dokunmayın özüme
Keder kaplı bulutlar gölge düşer yüzüme.
O dost benden ıramış inanmıyor sözüme,
Yüreğim pare pare ayrılığın yası var.
Bırakın beni bana bende derdin hası var!
Ruhumda bir sızı açtığın yara,
Tuz basıp dağlayıp sarar ayrılık.
Hal bilmez o zalim düşürdü dara,
Kolum kanadımı kırar ayrılık.
Hatırladın mı yâr pınar başında,
Ayrılık rüzgarı çok erken esti,
Ömrümün sonunu, başa çevirdin.
Kalbim senden çoktan, ümidi kesti,
Seven yüreğimi, taşa çevirdin.
Gecelerce nasıl, yürek dağladım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!