Nietzche aydınlığında vuruşmalı
Asfalt genzimizi yakmalı
Savaş yaşama döndürmeli böylece
Âdemin ayak basmadığı toprak kaldı mı?
Âlemin görmediği zulüm var mı daha?
Aklımın alacağı savaş yaşar mı bu dünya?
Yağmurun ıslattığı geceye benzer ellerin
Odalar dolusu sıkıntı bastığında
Gözlerin gözlerimde parlar
Bir güzel geçse penceremin önünden
Hasretin yüreğimde çarpar
Yağmur bir şehre sükunet verdiğinde
yarin elleri dolanır boynuma
ben gelemezsem gurbetten
çocuk saflığında hasretler yaşanır
her yeni güne umudum doğar
sevda dediğin şeyi kimse bilmez
Gökten ne zaman bir şey düşse
İlla ki yüreğim ıslanır
Uzaktan sevdiğim dolanır elime ayağıma
(15 Nisan 2003)
uzadıkça ömrümüz, adımlarımız kısalır
dağa döşenecek yollar azalır
uzaklarda bir yerde sevdiğiniz varsa
uzar gider şiirleriniz
avucunuza sıkışmış her elin sahibi değisiniz
gözünüzün içine bakan her kadın aşık değildir size
kimsesiz hüzünler kapladığında geceyi
upuzun hasretleri alırım koynuma
uykunun masumiyetinde seni düşlerim
yaprak yaprak dökülürüm yüreğine
ıslak ıslak düşerim tenine
ne zaman seni yazmak istesem
Hayalin ince perdesini aralamak gibi
Ardına verenleri sevebilmek gibi
Bir hain çığlık kapladığında geceyi sarsılır yer
Kadının güzelliği çığlıksız bir gecede gülümser sevdaya
Ana olmak kadar zordur oysa çocuk olmak
Bir viraneden ötekine giderken de
Bir bir sayarken de yere düşenleri
Ne Türkler anladı
Ne de Kürtler vazgeçti
Yarına bakarken bu günü öldürdük
Çocuk acıları düşünmeden girdik birbirimizin kanına
Zamana döşenmiş döşeklerden
Kayıyor çocuklar
Yalnızlık, toprağa çakılmış fidanken başlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!