Kimliğinde 3 Mart 1978 yazar ama annesi ve babası dahil aslında hiç kimse ne zaman doğduğunu hatırlamaz bile. Doğmuş olması yeterlidir yine de. Bulanık Gazi İlkokuluna, Muş Anadolu Lisesine ve Sakarya Üniversitesi İktisat bölümüne yıllarını vermiştir. Halen Muş'un Bulanık İlçesinde ikamet etmektedir. Evlidir. Büyük kızı Sarya'nın, oğlu Mirhem'in ve küçük kızı Şemal'in büyümelerini büyük bir şaşkınlıkla seyretmektedir. Azrail ile arası iyi olduğundan ecel gelene kadar yaşamaya niyetlidir....
KELİMELER
kime ne anlatsam
sırrımdan ...
Seni düşünmek kuytu gecelerde
Günün gelmiş ve gelecek her saatinde
Zamanın tozlu çöplüğünde unutulacağını bilerek
Ve aldırmadan dünyanın umursamazlığına
Seni düşünmek nehirlerin uzunluğunda
sarıldığım yorganların hararetine havale ettim donukluğunu
odama doluşan kar taneleri camsızlıktan değildir
gönlüme vermediğin baharların
uzak bıraktığın hayallerim
kapıma biriken hoyrat kışındır
Hasır altı edilmiş sevinçlerin koyu rengini kaldırır mı bileğin?
Kamyon vurmuş çocuk gibi acır mı ciğerin?
Cama yaslanmış genç kız hayallerin mi var?
Mesaisi bitmiş bir işçinin hayallerini ezmemelisin
Sana hasret saatleri saymaktan vazgeçmesin
Sonuna gelinmiş bir yolun yolcusu sevinir mi yolsuzluğa?
bilinen ve bilinmeyen her toprak parçası yurdumuzdur
sevilen ve sevilmeyen her kadın geleceğimizdir
günden geceye aydınlık kalmazsa
geceden güne de karanlık kalmaz
Devrilir asırlık çınar
Delinir yüce dağlar
Deli gönlüm dinlerse ferman
Durmaz zulüm, Nemrut hep iktidar
Dehak, doymaz
Dayanacak yiğit kalmaz
Uslanmadı gönlüm
Ne yokluğun unutturdu bana gözlerini
Ne de gidişin endamındaki selviyi
Vakitlice gel
Akşamın kızıllığı çökmeden
Odaların ışığı yanmadan
Endamın karanlığa karışmadan
Çocuklara uyku uğramadan
Bahçenin gülleri kopmamışken hala
Ne kötü bir gelecektir oysa aşka uzak durmak;
Ekilmemiş toprakların uçsuz bucaksız susuzluğu,
Kötürüm adamların evlatsız kokuları,
Örtüsüne bürünememiş çocukların soğuk ayakları,
Tabutsuz gömülen nice evladın kayıp bedeni,
Ülküsüne bin can feda edenlerin vicdanları,
Adını söylemeye utanırsa bir çocuk
Bir adı olmadığından derdi dedem
Anlayamıyorsan bir pamuk işçisini
Kesik bir dil taşıyordur ağzında
Kendi olmuş ırgat dövülüyorsa
Beyninin elleri koparılmıştır
Tutsak ucundan bir şeylerin
Bir yerlere götürse bizi ırmaklar
Ben köprüdeyken Murat taşsa
Batsam uzun uzun serinliğine
Duymasam mehterin savaş çığlığını
O Geçe'den el etse barış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!