İsmini kazımak ister herkes ciğerine
Surlarının dibine şarap ekmek dökmek isterim ben
Topkapı’sın sen, aşkın ve iktidarın tapınağı
Ayasofya’dır bir yanın; eski, kadim
Neşeli, gamsız, hayta, narin, sarhoş Beyoğlu
Basiretli, iman dolu göğsün, Sultanahmet
Azar azar sevdiklerimizden dilenemeyiz aşkı
Şehrin her kaldırımında saklamalı biraz
Katline ferman yazılmışsa bile;
Bile bile yürümeli gönlün muhabbetine
Git, ufkun öte yanına
İsminin avuçlarıma kazınmış şefkati kalsın bende
Tuttuğun kapıların kollarına ağlarım ben
Sarıldığın yorganlarla paylaşırım geceleri
Okyanusun öte yakasına git
Neşelendiğin anları saklarım
Yola revan olmadın mı hala
Oysa ben seni ötelerin tenhalarında bilirim
Loş ışıkta ve çok uzaklardan severim gözlerindeki nemi
Açılmadın mı hala engin denizlerin eğreti dalgalarına
Reyhan kokuların kucağında bilirim seni
Ellerinde fesleğenler düşlerim, camgüzeli gözlerinde çiğdemler görürüm
Geceye yorgan örtmemişim
Gündüze isyan etmiş güneşe çıkmamışım
Bir aydınlık odadır benimkisi
Yapıp- etmelerim yoktur
Yazıp- çizmelerim avutur saatleri
Ayakucumda sevdiğimi hayal eder
Uzun uzun düşün yollara
Uyduruk krallıkların,
Uçsuz bucaksız ormanlarına,
Uykusundan uyanmayı bekleyen güzellerin koynuna.
Ucu vicdanınıza değecek her işin ardına verin,
Bir gün yürürsen ardımdan
Adı önemsiz bir şehrin
Romana konu olmamış sokaklarında
Misket oynayan çocuklarda gör beni
Minik ellerindeki oyun taşlarıyım
Yolcu çağıran muavinin sesinde duy beni
Gece uzun,
Sayısız kara delik beklemekte beni
Kapanmasa gözlerim,
Aklım seninle dolu
Kapansa gözlerim,
Kabus kabus geliyorsun üzerime
5.
Yüreğim yarin koynunda
Aklım nizamiyenin dışında
Yaklaşan her saat
Dönen her kadran
6.
Durduğum yerden öteye
Duramadığım yerden geriye
Sesimin en gür hali olan bu yerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!