bin yıl sonra bugün
bizi toprağın altında
çürümüş kemikler
tarihi insan fosilleri modunda bulacaklar
mezar yeri kaybolmuşya
katliam yapılmış sanacaklar
Ben senin direnişini sevdim; yılanlara,çıyanlara.
Gülmek yasak diyenlere...
Sevmek yasak diyenlere...
Sahte otoritenin ölüm saçan baskısına...
Saltanatını sömürüden alanlara...
Adalet diye zulüm dağıtanlara ders vereceksin bir gün.
Ben senin direnişini sevdim; ıssız dağlarda.
Mağaralarda...
Yoksulluğun sağanak olup düştüğü...
Hasret kar yığınları...
Bir deniz hayal eyle,kara olsun.
Irmağı,Fırat...
Sen yazdıkça göz yaşlarına boğulduğum...
Sen şiir şiir tükendiğim...
Diriliş destanı...
Kadere mezar kazdığım...
Boyun eğmediyimsin önce.
Sonra gözlerine dalıp gittiğimi say.
Eğer derinlere dalarsan birgün.
Çok daldım derine beni hatırla.
Kendini kendinden eylersen sürgün.
Sürgünlerde yine beni hatırla.
Okşadığın çiçek diken olursa.
Benim hiç özleyenim olmadı; ama ben de kimseyi özlemedim. Belki öz-
lediğimi sandım... Belki benim de özlediğim biri var diye avundum;
desem daha doğru olur. Doğruları söylerken bir taraftan da kendimde
en nefret ettiğim bir şeyi baştan itiraf etmiş oluyorum. Oysa ben ve avun-
mak o çok alaksız şeyleriz diye de avunmuşumudur. İnsan kimi zaman
avunmak zorunda kalıyor, k,imi zaman avunma sayesinde fayda maliyet
bir ben yalnızım demek istemezdim
bu günlerde arkadaşı değilim kendimin
ihmal ettim
kendimi terkettim
son terkedişin ayak sesleri değil bu ta kendisi
birileri sanki bir şeyler koparıyor benden
Değirmende onlar.
Çeşmenin başında onlar.
Değirmenci baba kim bunlar?
Hangi hakla burdalar?
Hak değirmende olur derler.
Ne diye aç,susuz kalınır?
Ağlamak yasak olsa.
Cezalar olsa...
Durur mu göz yaşı?
Kurur mu göz yaşı?
Fırat tutulur.
Dicle tutulur.
Ecelim nerdeyse gelir; Ecem gelmez.
Ecnebiler benden daha yerli.
Boyun eğmek yazmadı kitabımda.
Defterlerim çamura düştü.
Kalemsiz yaşayamam dedim; kırdılar ne hikmetse.
Bıraksınlar diye ağlamadım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!