Küçükler yer yer büyürler.
Büyüyen küçükler hak yer alçalırlar.
Alçaklar kalleş olur asalaklaşır;
marka olur,itibar olur...
Hakem son düdüğü çalmadan önce iyi oynarlar.
Film icabı...
Her an aklımdasın Doğu Türkistan.
Uygur'un yurdunu ne çok özledim.
İçtendir o bana en yakın dosttan.
Türkistan turunu ne çok özledim.
Urmiye, Tebriz'im bir yanda Tahran.
Yaşamayı özledim mor dağlarda.
Çiçeğin pazarkılsız yeşerdiği,
arının şeker yerine bal verdiği
ve adaletin namussuza kırmızı kart gösterdiği bir yer...
Koca göbeğini kan emerek şişirenler olmasın.
Emekçi saçlarını yolmasın.
Sandallar sıra sıra dizilmiş,renk renk...
Rüzgar,dalga,ahenk...
Sandallara attığım bakışlar; dönüp dolaşıp geri geliyor.
Yoksa hüküm mü verdiler bakışlarıma; benden habersiz,kapalı kapılar ardında.
Yoksa sen mi düştün aklıma,
dolu mu düştü ekinlerime,
ben duygusu tükenmiş yüreklerde duygu aradım
karanlığa ışık yakmak adına bir ömür adadım
ne dağlar geçtim
ne ovalar geçtim
ırmaklar nehirler yaylalar geçtim
elbisem paramparça oldu yamadım
Çaresizlik yolcusu, uğurlar olsun!
Bir selamda benden söyle alan olursa.
Tökezleme alışkını.
Çukurlara emanet ettim seni.
Uzatmayı bilmeyen kolun ucundaki eller...
Ojeli tırnaklar...
Ezmeye çalışma beni.
Hangi soydan olduğum belli.
At üstünde zaferden zafere iken: ne haldeyim.
Bırak atalarım gibi olayım.
Köklerime ihanet edemem.
Güzelliğin karşısında süt dökmüş kediye dönemem.
Örtünün altında kıl var.
Kavga var,bitmeyen...
Eller var nasiplenen.
Örtüler kılları gizledikçe,plan işler.
Sonra sökülür dişler.
Bükülür boyunlar.
bir kıvılcımın kocaman buğday tarlasını yaktığı
ve rüzgarında ona yardım ettiği bir dünyadasın
toprağın aylarca yeşertme sevdasına tutulduğu
yağmurun göz yaşı döktüğü
güneşin kollarına alıp ninni söyediği
milyonlarca başak
Ben senin direnişini sevdim.
Cephanesi tükenmiş.
Yağmalanmış.
Casuslar,nankörler cirit atan.
Zamana meydan okuyan.
Mekansız,yurtsuz,kimsesiz eğilmeyen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!