Ayasofya'm!
Unuttuk seni
Meydanlar sessizliğe büründü gene
Ey Fatih'in emaneti!
Emeğini zayi ettik
Yüreğimizi sıkıştırıyor mengene
Gözlerime eğilince, izlerinde kayboldum
Vadilerde gezer ruhum, akşamdır
Sabır yıkar bedenimi, yoruldum
Elin değdir, dondu puhum, akşamdır
Sür gecemi, ekinlerim büyüsün
Emeğini ödemez, sürer seni pazara
Hala anlamaz gafil, ne gider ki mezara?
Nasırlaşan elin de derin vadi, kanyonlar
Alınteri hakkını çekemez tır, kamyonlar
Gel gönlüme yaslan yar
Sicim sicim ıslan yar
Selam ulaştır bana
Kaynağımdan beslen yar
Aşka cinnet avazım
Düştüm hakikâtin, Hakkın peşine
Cihanı titreten sesi aradım
Rastladım yolumda kan kardeşine
Derde düçâr eden ye-si aradım
Söküp atmak için elim daldırdım
Yâr! Bu gidişin, ansızın
Ardın sıra bakakaldım
Kudret kaleminden yazın
Muradımsın, ondan aldım
Mektebimsin, müptelayım aşk, sana
Eskimeyen her ne varsa, sendendir
Yüreğimle yükselttiğim köşk, sana
Menzilimde duran yârsa, sendendir
Mecnunum, intizarımda sen varsın
Bir aşk taşıyorum ben,
Sırtıma en güzel yük!
Ey sevgili! Bana sen,
Gözlerinden beni dök.
Beden ihtiyarlamış
Sızıyor bütün damlar
Güz yılların karlamış
Gözlerinden yar damlar
Gözyaşlarım akıntısı sel gibi
Ummanları besleyecek ırmağım
Daha dün ses veren, şimdi el gibi
Aşk yolunu aydınlatan çerağım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!