Hezar stran bibarînım li ser porê te
Min kincê ku laşê te naveşêrên kirîne ji bo te
Belê heyf heyf! Evîn a min a gewre
Di nava bêderfetîyada dinale
Hava kararsa da sabret biraz
Hemen suçlama pencereni
Sokak görünmez olduğunda
O vakit çek perdeni, derdi annem
Şimdi hava büsbütün kara
Ve açmıyorum bile perdeleri
Buyurmuş buyrukçular:
Rivayetmiş yaşadıklarım,
Söyleselermiş madem;
hangi tarihteymişim şimdi?
Zaten delirmiş gece, hangi karanlığı sunacak gayrı, senin esvaplarını giydirdiğim hasrete?
Tû bizan cardin dîrok, wê ney dubare kirin,
Pilingê nayn salixdan, wê xelaskin rojava
Ger gerdûn dest bide hev, dîsa nikar bi ekrad
Ew yezdanê gewremend, wê avake rojava
Veşirî sîya li pey min,
Darekî mazî ket,
Ket ser sînor ê dinava,
Axîn û bêrîya min
Roj çû!
RÜYA TABİRLERİ İLMİHÂLİ
- Üçüncü tabir-
Tabirci bize geldi, kitabı yere serdi. İstedi anlatmamı, "anlat da bilem" dedi.
- Şule GÜRBÜZ’e -
Dolmabahçe'de bir ağacın dibi,
Gölgesi sevdadan önce, zaman gibi,
Sözcükler usulunca, sesler gayet edepli,
Saat ve simya,
Söz nakkaşı! İpliğimde sözler var,
İşle nakşı gergefte oynasın yâr,
Sen nakşettin yandan geldi ûd sesi,
Bir nakşet ki gelsin yıllar öncesi......
Söz nakkaşı! Nakşına güneş vursun,
Elif olmak istemedin. Vav halinde yaşadın…
Eyyüp gibi yaşadın ama gözlerin hekim aramadı. Yurduna benzesin istedin yaraların da. Ona borçlusun işte, büklüm büklüm duran sırtının secdeye yakışmasını…
Mor menekşelerin rengiyle baktın dünyaya. Çiçek baygını kokuları her duyduğunda mutlu olman ondandı. Sakın üzülme anlamını yitirmiş nesnelere,nisantesi saçlarına bir badem çiçeği iliştiriverdin mi geçer gider ihanetin sana kara çalması…
Kuşlar kavga ederken
Yılanı parçalarlar
Bir zehri uyutarak
Bir aşka uyanırlar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!