bir yük ki
omuzlarıma yıllardır gem vurur
gecesinden sabahına
yazından kışına
başından sonuna
taşımışım gel vakit git vakit
Şahlanan başlar var yüce dağ doruklarında
Bozkırın göğü, kıvrılan nehirleri ve dut ağacı
Bir gelinin nazlı rüyaları, güveyin kara kaşları
İlmik ilmik dokunur nasırlı eller arasında
bulutum
en uzak okyanuslardan suyum
ve yüreğine damla damla dokunup
sende yok olurum
saçında renk
teninde koku
Ey çocuk, yaz şimdi dediklerimi
Uzun olacak bak baştan bilesin
Dede, deniz gördün mü dedindi ya
Evvela bir eylül zamanıydı
Bunu iyi belle
Derler ki
O kadar hızlı akan zaman
İnsanın alnında bırakır ilk çentiğini
Sonra bakışlara siner
En sonunda da yüreğine konar
Ve bekletir
................................İskenderun’a
Zindan şehirler yıkılırken
Göğü dilenir içimde bir çocuk
Ah, nereye kaçacak
Perişandır ruhum,
Firaridir yüreğim
Issız bir düş çölünde
Yurtsuzdur hayallerim
Nedendir bu geç kalışlar
doğrudur bir güzel uğruna
bin güzel diyarı terk ettiğimiz
doğrudur her şeyden öte
canan için candan geçtiğimiz
Taptaze sevişlerin şafağında
Kan gibi sıcak bir rüyanın ortasında
Sarmaşık kollarında
Sarmalanırken huysuzluklarım
Sabahına dalarım
Düşlerin ıslanmasın
Gülüşlerin de
Gözlerinden öperim
Gecelerine ay damlasın
Her yağmurda ellerin
Aşka tomurcuklansın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!