ellerime iki papatya çok yakışırdı martın on beşinde
gözlerime çektiğim bir deniz mavisiyle güldüğümde
yarınların sevdalı hayalleri gerçek olurdu düşlerimde
çünkü iki papatyada her seviyor sevmiyor düellosu senle biterdi
Sazımın tellerinden acılı nameler kopar
Yalnızlık türküsünün sesleri odama dolar
Bir ölüm havası ki odam öyle kokar
Olmasaydı imanım, intihar etme hevesim var.
Sazımın tellerine asardım kendimi usulca
Ölümün en güzel yanı da bu olsa gerek.
Pencere
pembe panjurları vardı penceremin
güneş oraya nazlı nazlı dokunur,
beni, melek edasında uyandırırdı.
Şimdi oradasın,
Bir perde arkasında
Beni izlemekte ve
Sevmektesin.
Elini uzatsan
Hayalci kahvehanesinde
Bir türkü tutturdum
Sevdalıların ateşiyle
Adını anaımsamadığım bir türkü
ama sözleri
Sözleri anımsamaktan öte
Oysa sen sandım tüm hayaldeki perileri
…
Peşinden koştuğum her çocuksu rüyam,
Kayboldu yaşım ilerledikçe.
Zıpçıktı oldu hepsi birden,
Bir on dokuzuncu yaşın ergenlik çıkmazında.
Uzaktasın peri kızı
Beni burada vurdular
Bir yaram var
Adını andıkça sızılar
El ver,
Reng-i Aşk
aşkın rengi kırmızıdır
kanayan bir yürek,
bir demet gül gibi
sol, üst köşede bir güneş
sağ, alt köşede iki pencereli bir ev
kağıdın ortalarında üç beş ağaç
iki büyük iki küçük insan
sanki yemyeşil deniz, çayırlık
üst taraf masmavi bir sonsuzluk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!