O kadar çok kirlendik ki, hangi din bizi kabul eder kutsal değerlerine?
kimdir bu caniler hangi Milletten?
Yine geldi üç aylar, Tanrı’ya el açılır.
Devlet’in kasasından bol bol ikram yapılır.
Çeşit çeşit dümenle hayra reklam katılır.
Kibir dolu ilanla, Tanrı’ya iman olmaz.
yazılmıştı Çanakkale Türk’ün tarih seyrine.
gelmişti yüz binlerce farklı farklı iklimden,
farklı farklı Milletten.
yazmıştı Türk askeri,
Uğurlar ola canlar, bu gün size iş düştü,
‘’Stratejik derinlik!’’ hayal ötesi düşmüş.
Çıktın yine yollara, haine göster rüştü,
Domuz girmiş tarlaya komşu komşuya küsmüş.
Ey oğul! Bu topraklar sana kolay vatan olmadı.
Kimse atalarına toprakları bağışlamadı.
Nice, nice anaların, dedelerin kanı aktı.
Kan ile yoğruldu bu toprak, birbirine karıştı.
Bak oğul, bu Vatan bize, Ata’dan emanet kaldı.
nefesimle bıraktım yürek yangınlarımı esen yellere,
hicranları katarak.
dileğim odur ki sevgili,
seni de yaksın,
Gönlüm düştü esmere, esmer halden anlamaz.
Gül serdim yollarına, esmer gülden anlamaz.
Dil döktüm günler boyu, esmer dilden anlamaz.
Yağmur yağsın istiyorum, şimdilerde.
Çisil, çisil sisler içinde düşsün damlalar.
Kömürlüklerin teneke damlarına vursun, ahenk içinde.
Gecenin uzun ve sessiz geçen anlarında, arkadaşım olsun.
Yalnızlığın, acımasızca hüküm sürdüğü gönül dünyam,
Yağmur damlalarının mistik havasında, huzur bulsun.
Uzakta kal sevgili.
söylemeliydim sana senli duygularımı,
saklamak işkenceydi ruhumu saran aşkı.
istedim ki sen de bil,
sen de öğren,
Vahşetin yaşayan izleri 1
Bu hikaye tamamen hayalidir.Bir yarışma için yazdım.
Bir gün Irak cezaevinden Nurbanu Hatun isimli bayan T.B.M.M. bir mektup gönderir.Mektup mecliste okunur.
Bu mektubun verdiği hüzünle ve ıstırapla hikayeyi kaleme aldım.Biraz uzun olduğu için üç seri olarak ekleyeceğim.Tamamının okunmasını dilerim.
merhaba, Mehmet bey sizi yeni kurduğum**Gönül pınarından süzülenler** grubuma davet ediyorum buyurun. sevinirim hayatınızı okuduğumda aynı yerlerde gezmişsiniz aynı hava ve suyu paylaşmışız. selamlar