Kapalı kapılarda gizli bir kutusun
Açılmaz kadar da gizemlisin
Ne zamana direnecek kadar saf altın, ne de eskimeyecek kadar da paslısın.
Hep derinlerde aradım seni adını...
Deniz diplerinde,şaheser bir inci tanesi kadar değerlisin.
Yüreğimde,yağmur damlacıklarıyla serinleten,toprağa düşen cemresin.
Çıkar bir gün aşk acısı...
Yaşamak ugruna bütün hayatı harcadı.
Bir defa senin sesini duymakla mükelleftir bu kalp.
Sonsuz bir aşk, kaybedecek kadar katerli bir acı.
Şimdi vazgeçmek ani bir durum ve mesafe kat eden bir duygu...
Savaş bitti sayılır sizinle; ama kendimle savaşım devrediliyor gece gündüze.
Eski bayramlar gibi,seni içime sığdıramıyorum.
Ve bazen uyduruk bir heyecanla sevgiyi içimde hissediyorum...
Seninle güzeleşiyordu hayat ve geçtiğim yerlerde kokunu alıyordum.
her parfüm dükkanlarına girdiğimde kokunu arıyordum.
Ne zaman seni görmek istesem yağmur yağıyordu ve geceleri ıslanıyor gibi sessizce yürüyordum üzerimdeki aşk gömleğiyle.
Yürüyordum alabildigince,Sokak lambaları altında koca bir sehir üzerime geliyordu.
Takvimlerdeki yapraklar, birer birer ağaçtan düşercesine yere değiyor hüznünden.
Sensizlik çöküyor ruhuma,gecenin tin yüzünde.
Karanlık sokaklar hüznünle dolup taşmış.
Her yer metanet kokuyor...
Sessizlik her yere dağılmış, göz gözü görmüyor yokluğunda...
Ve yüreğim gòzlerinde zemheri,hüznüm bile bana yabancı.
Sessiz bir nehir gibi ağır
İçimdeki aşk.
Özlem kadar çekilmez bir uzaklık
Ben seni yaşarken sen nerdeydin
Şimdi ölüm kapısı araladın gözlerinle...
Sessiz bir nehir gibi ağır
İçimdeki aşk! ..
Özlem kadar çekilmez bir uzaklık.
Ben seni yaşarken sen nerdeydin
Şimdi ölüm kapısı araladın gözlerinle
Kaç kez duyguların eşiğinden döndük, bilinmez bir ruyayla sınırlıydı,gecenin sabah devretmesi...
Çok başka bir zamanın vedalarına gelmeden, kavuştuk yine seninle
Kırmadan toplamaktır icindeki alevini,yüreğime doldurup eritmektir.
Seni,gecenin zifiri karanlığında unutmadan görebilmektir.
Aynaların karşında seni başka görebilmektir.
Nerdeydi mutluluk, ya bir kaç aşk sözleri.
Oysa duvarlar, senin portrenin en güzel çerçevesinde saklayabiliyordu kendini.
Yastığın altına koyduğun hasretime iyi bak.
Yokluğun bana emanet.
Sevdiğim gönül koyma hasret kısa özlem çok!
Geçti zaman duyduk sonra
Görürsen bir yerde gölgemi,sarıl kokla alabildiğine çek yüreğine.
Yollar yorgun bana gurbet uğrunda.
Şimdi hüznümden dolayı, bembeyaz bir örtü kapladı her yeri.
Sevinebilirsin,olmayan zamanlarda ararım senin süretini,gece karanlığın birbirine değmeyen kar taneleri nezninde.
Beyaz gelinliğe bürünecekse ay, gökyüzü veda zamanlarına kavuşacaksa ve hiç beklemeyen bir duygu yaşatacaksa sevinebilirsin...
Git işte, ruhun derinliklerinde kalbimin buz tanesi kadar soğuk hemde çok soğuk. sevinebilirsin, adını koymadığın teşhisi belli olmayan hastalıktı yüreğimde, seni görmedig im zamanlarda, yüzünü anımsatan aynalar, şimdi kırık döküntü her baktığım yüzüne.
Sevinebilirsin...Hissettiğim, sana yansıtma erdemi göstermediğim duygularım için,utanma derecesine kadar sürüklerdi.
Adımı unutmak için sevinebilirsin, herkes gibi biri olmamı istediğin için.
Sevinememek
Bir kadını
Bir dostu
Bir insanı sevilebilmen için, kendinden vazgeçmen gerekir.
Var olabilmemiz için de kendimizi yok etmeyi göze almamız gerekir.
Hayat ve insanlar arasında mutlu olman için,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!