Dün de ucurama göz göze gelirken, ölümle dans eden, benimle oynayan duyguları hissettim...
başım önümde, gözlerim yorgun...
Bütün kırgınlıklara isyan ettim, kendime diyemedim,sadece izlemekten başka...
Bir gün gelir, utanmam daha artacak, daha çok sevecek bu kalbim...
Yanar Kanar bütün yaralar, ama saramaz kimse senden başka! ..
Gözlerindeki manaları, gökyüzünü anımsatıyor. O kadar heybetli ki bakışların,ne yapsak ne etsek kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Adın gibisin, isyan kokuyorsun, duygulara hitaben büyük bir uygarlık gibi derinden derine kendini hissetiriyorsun.
Şimdi isyandır aşkımız sana,sevgimiz sonsuzluk kelimeleriyle yan yana yürüyecegiz. Şarkılarındeki yorumun, insanı sağında sıcak, solunda ise donmamak için tesir ediyorsun.
Belki uyku tutmadı içimdeki sevgiden dolayı.
Üşüyorum bu karanlıkta, soğuk bir gece...
Şeridi uzun bir ayrılık içinde bu kalbim,
Rengini bile hatırlamadığım,acısı tarif edilemez.
Aklımda sen vardın; ama sen ise bundan habersiz sessizce gülümsüyordün.
Bana baktığın gün yüregimi hafif bir rüzgarla yakmıştın,ilginç olan ilk gün olmasından korkuyordum bu esintilerin durmaması...
Ürpertici bir rüzgârdır, yana yana vuruyordu sol yanımı,korkmaya başladım.
Şimsekler çakıyordu yüreğimde, bir müddet beklemeye koyuldum; ama yağmur yağmıyordu bir türlü...Rüzgâr kuruydu.
Rahatladığımı sanıyordum gelgitlerle avutuyordum kendimi, sonra yüreğim sakin ol dedircesine.
Ara sıra nefes alıyorum; ama hıçkırıklara boğuluyorum bu amansız gelgitlerde.
Ruhsuz bir kalp taşıyorum,uzun zamandan beri...
Umrunda degilim,hayalime bile gelmesi ne kadar etkiliyse,her gün görüyorum,göz göze...
Ve her defasında öldürüyor kendisi beni, feda ediyor hayallerimi kendi mucizelerine.
Halbuki böyle olmamalıydı, hayallere inanmayanlara mucize beklemesi, herseyi silbaştan yaratmayı deniyor... Girdaplarla dolu bir şehir, loş bir karanlık ve havasızlıklar boğuyor beni.
Dört duvar arasında, zindanı anımsatıyorsun.
Nasıl bir denklemsin, kapalı bir kutu gibi muamma.
Ruhu yenilmezdi.
Mutlak sevgiyi dile dökmek imkansızdır
Kalıplara sığmayacak kadar heybetli
Hep saflaşarak yenilerdi.
Hayal gücünün en yüksek zirvesi bile, onun sonsuz mükemmelliğini ve güzelliğini kavramada acizdir.
Kendi sevgi ideallerini anlamda ve tanimlamada yetersiz olan kelimeleri kullanmakta zorunda kalmıştı.
Bu gecenin hatırına benimle dans eder misin?
Seninle bir sonfani eşliğinde, sana şarkı söyler, siir yazarım...
Bak! Gece bile bizi dinliyor, yıldızlar adımızı mırıldanıyor ve şarkımızı besteleniyor.
Şimdi tam zamanı, üzerimizdeki sevgi gömleğini,aşka giydirmeyi.
Dokunamamak...
Hisli şarkılar, türküler beni ağlatır.
Çünkü sevgi,aşka dair olduğundan.
Bilirim, senin de beni sevdiğini, oysa bu basit şiiri, senin için bir nidaydı.
Ben bir Fuzuli, bir Nedim bir Baki değilim...
Ben basit biriyim, beni basit bir olarak sev! Beni basitçe sev...
Yaşamak istiyorum seninle, yeniden gençliğime dönercisine.
Haykırırız, olmadık zamanların içindeki duygulara...
Sebepsiz, bir o kadar sebebli bir dünyada.
Gideriz seninle uzun bir yola, fırtınalı bir günde...Tıpkı dün gibi
Yüreğimiz tutuşur, susarak gözlerimize Hitaben dalıp kayboluruz birbirimizden.
Sonra hemhal olsam senle, tutkunun ötesinde bir cazibeyle.
Senin dünyan kadar, süslü bir hayal dünyası bahşedemem.
Sansürlü bir sözcük yığınıyla ancak hitap edebilirim sana.
Peşinde koşamam
Sana sarılamam duygularım kadar.
Gece gibi seni saklayamam kendimde; gündüz gibi de seni gösteremem.
Etme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!