Nerde bir güzel görsem, çirkine düşmüş...
Çirkinin bal yemekten feleği şaşmış...
Kadere inat güzel, mutlu görünür;
Pek yaşamazmış, bu kader ne kadermiş...
'Armut'un iyisini ayılar yermiş'...
-İmla Kuralları ile sohbet...
? ? ?
Sen, sen! Soru işareti! ...
Beynimden kan içiyorsun.
Orak'la-Çekiç gibisin;
Zihnimi sen biçiyorsun...
İRECEP
Parlak’a
Recep arkadaşım liseden,
Biraz seyrek sakal köseden.
Bir gün Polis oldu kısadan;
'Veren el, alan elden üstündür.'(ı)
Hocam, alan el senin büstündür...
Cennet'le müjdelenmiş gibisin;
Vermeyen ele cennet küskündür...
Bir iki sadaka da sen versen,
Her şeye gösterir rıza,
Hep bundan çıkar arıza...
Hakkını aramaz, susar;
Demişler Vatandaş Rıza...
Eline vur ekmeği al,
-PAZAR ÇOCUĞU:
_ Babamın Teyzesi merhum Sultan Nene, Atmalı olup, İslahiye'de yaşardı. Suriye'den gelen Hasırları omuzuna atıp, Mahallede sattığı için ona Hasırcı Sultan derlerdi. Göçeber bir hayat yaşadıktan sonra şehirli olmuştu. Yedi yaşından bu yana Namaz kılardı. Rüyasında okuma yazma öğrendiğini bana söylemişti. Babama ve babamın dayısına okuma yazmayı o öğretmişti. Evlenmediği için tek yaşıyordu. O yoksul hali ile kız everir, talebe okuturdu. Yırtık çorapları ve ayakkabıları toplar, yama yapar, fakirlere giydirirdi. 1977 de İlahiye Lisesinde iken, bana da bir yamalı çorap vermişti. Gönüllenmesin diye aldım, bir arkadaşıma vermiştim.
_Hasırcı Sultan'ın marifetleri bitmez. Bazılarının niyetine İSTİĞARE'ye yatar, sabah olunca ona hayırlı veya hayırsız olacağını söylerdi.
_Bir gün topluma çok kızdığı öfkesinden belli idi. Bana:
_OĞLUM BUNLAR PAZAR ÇOCUĞU, PAZAR ÇOCUĞU! ! ! dedi.
_Ben Lise talebesi idim, ilk bakışta bir şey anlayamamıştım. Teyzeme sordum:
Şu İlahi işe bak!
Bir mum da sen yak...
Oksijen yakıcı,
Hidrojen yanıcı.
Birleşerek Su oluyorlar,
Nice yangın söndürüyorlar,
Kimi bulur bilemez,
Kimi bilir bulamaz...
Fani neye güvenir;
Bir gün gider gelemez...
Kimi görür alamaz,
Bir varmış, biri de yokmuş,
Bir 'Tezatlar Ülkesi' varmış...
Aç'ı çok aç, içler acısı...
Onbeş defa gider hacısı...
Çoğunluğu sözde Müslüman,
Soyun bilmez, soyuna düşman...
UYAN KAMİL UYAN
Kamil’i sorarsan, çocuk yaşında,
Süngüyle vuruldu Kastel Başında,
Anası oturmuş, ağlar başında,
Uyan Kamil uyan, gör neler oldu,
Mehmet Bey iyi günler.Arama motorundan bulduğumuz 'TÜRKLERİN PEYGAMBER SEVGİSİ' isimli yazınızı okuduk ve çok beğendik.Çeşitli kaynaklardan aynı konuları seçip toparlayarak müthiş bir kompozisyon yapmışsınız.Yazınızı kopyalayarak arkadaşlarıma da gönderdim ancak küçük bir ayrıntıyı size belirtmeden ...