Volta atıyorum yabancı ayak seslerinde
geceye pusuladığım duygular intihar gibi
ne zaman vurur seni kalbinden
yahut gece olur çeker gider
bu sevda giyotin salıyor duygularıma
ölüme böylesine yakın olmak
Suskunken beni anlayacak maharetin yoksa/gelme
Sözle anlatılanı herkes anlar
Gözlerim gözlerine değince manayı anlayamayacaksan/gelme
Bir kağıt herkes için aynı şeyi anlatır
Yürek sayfalarımı yanlışsız okuyamayacaksan/gelme
Hangi Kafdağı’nın perisiydin sen canan?
Masal olup döküldün gönül sayfalarıma
Bir sönmez od idim tutuşup yanan
Yağmur olup döküldün içimin çerağlarına.
Ben yolunu yitirmiş bir avcıydım dağlarda
Kuş sürün şu göklere
Mavi boşluk çalkalansın kanat kanat
Mavi suya bulut damlatın
Köpürsün sular, bir şimşek demetinde
Kubbe kubbe indirin arşı yere
Biçip biçip giydirin camilere
Babam Muhammet Küçükduman'a...
Bir uzak dağ köyünde
Hapsedilmiş bir nehir gibi babam
Toprakta didinip duran
Asla kimseye boyun eğmeyen babam
Köyümüzde ekinler sarardı baba
İlk kez sen yoksun bu tarlalarda
Erimiş bitmişsin bir hastane odasında
Elin kolun bağlı beklersin baba
Altmış dokuz yılın mücadele dolu
Okyanusa sığmayan bu balıklar
sürüyorlar ağır bedenlerini sahile
ağır geliyor yaşamak
güneşin kavurduğu kumlara atıyorlar bedenlerini
Afrika'da balinalar intihar ediyor.
Acının dili yok
bir Kürt kadınının feryadında duyuyorum
kurşuna dizilmiş canların ardından
bilmediğim bir dilde ağıtlar yakıyor
zaten gerek yok bilmeme
acının dili yok.
Ey Flistin!
Esmer çocukların diyarı
peygamberler mekanı
işgaller altında yanan ey Filistin!
Ammar'ın torunlarıdır bu çocuklar
avuçlarında taşlarla savaş meydanlarında
Muma akan kelebekleri izle benimle
Üç günlük ömürlerinde ışığa koşuşlarını
Kurtuluş sandıklarının ölüm olduğunu
Bir dokunuşla can verişlerini izle.
Bazen ölümdür hayat diye sarıldığın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!