Gölge,içimizde saklanan karanlığın yansıması
Peşimize taktığımız hafiyenin kara tasması
O,insan tutulmasının en muazzam manzarası
O,hayat süren ölülerimizin cansız bir kopyası.
15.08.2011
Gökte gürültüler
Uyanalım diye uykulardan
Ve yağmur haberci mikailden
Gürlemeler haberci israfilden
Mezar taşları haberci azrailden
Ve ayetler haberci Allah’tan…
(Sağanak yağışlı bir Ankara akşamında)
Haziranda bir yağmuru anlat bana
Ellerimden tut, götür beni sokaklara
Herkes kaçsın yorgun damlalardan
Bizse kaçalım bu tufanın tam ortasına
Put kırıklarıyla dolsun bu şehir
İmanı balta gibi keskin gençlerle
Devrilsin kentleri kaplayan heykeller
Akıl füzeleriyle vurulsun taş yığınları
Yerlerine iman ağaçları dikilsin
İlim meyveleri kaplasın dalları
Vurulmak istiyorum bir kere
Tek bir kurşunla
Namlusundan çıkışı bana olmalı
Kalbimi bulmalı bedenimde
Kanım kıpkırmızı akmalı toprağa
Bir kan da benden olsun diye vatana.
Anam,mateme hazırdır her an
Kuş olan çocuklar,ona ilham
Yıllar yılı gözlerinden dökülen kan
Acılar,ona Allah-u Tealadan ikram.
Şimdi sıla,içinde yaşayan gurbet
Geceyi dinginlik susturur
içimin gelgitleri dövdüğünden beri kanımı
akasya berraklığında ölüme bakışlarım
imzasız romanların hamur kağıtlarında
kuşe bakışlar yüklü gözbebeklerim
serap tutuyor kalp atışlarımda dünyayı
Yürek sahanlığıma girme aşk
Sana dönük kinimle tetikteyim
Uçarı zamanlarımı çoktan geçtim
Ebabiller besledim içimde
Acı sınırımı geçme aşk
Sen en zehirli tuzsun yarama
Ormanlar içinde bir vadide akan
Kudurmuş bir çayın içine düşmüş
Ak köpükler arasında bir çakıl taşıyım
Köpük beyaz, ben köpükte siyah leke
Onun lekesizliği paklar beni
Bu sevda ırmağı pişirir, yakar
Ateşin musikisi günahta gizli
Temiz bir ömrü yakmaz nar’lar
Alınlarımıza vurulsa secde izi
Kabirdeki karanlıkta nur gibi parlar.
Ateş yangın için değildir âlemde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!