İçip içip dalma hülyâlara.
Çıkamazsın sonra insan içine…
Aldanırsan Öznur’a, Fulya’lara,
Kurtulamazsın gitsen de Çin’e…
2 Mayıs 2002, Burhaniye
Şiir yazmak;
Ekmek yer,
Su içer,
Hava teneffüs eder gibi…
Şiir yazmak;
Sevdiğim beni bırakır gidersen,
Sensiz ne yaparım, yaban ellerde?
Geçmişi unutup da ah edersen,
Sensiz ne yaparım, yaban ellerde?
Oralardan hiç haber vermez isen,
Her zaman her şeyi benden bekleme,
Hasrete, acılara yenileri ekleme,
Lütfen benden bir şey saklama,
Seni daha fazla seveceğim…
Gözlerini hep gözlerime çevir,
Seni sevmek…
Bir an bile olsun
Unutup tüm acıları, kederleri
Atıvermek
Denizin maviliğine kendini…
Ayrılalı yıllar oldu,
Verdiğin o güller soldu…
Gözlerim yaşla doldu,
Sürmelimi görmeyince…
Bende sabır, tâkat bitti,
Mutlu bir gece geçirmek varken,
Mâzîyi anıp yaramı deşme…
Vefâsız, ellerle gülüp oynarken,
Benim iki gözüm iki çeşme…
Hayat bu değil, cehennemdeyim sanki..
Gönül yaralı, göz yaşlı.
Tutmaz elim, kolum, kanadım…
Kalmadı dünyada emelim, tadım.
Ne varsa götürdü, bir kalem kaşlı…
Kâlbim kavrulur, avuçlarım kanar.
Gururumu kırıp çektin gittin.
Şimdi sensiz daha mutluyum..
Yeni bir hayat kurdum kendime.
Yarınlarımdan da umutluyum..
8 Aralık 2001, Burhaniye
Âni kararlar
yıktı beni hep..
Bırakamadım
zamana bazı şeyleri...
Zaman,
çareymiş her şeye.
ŞİİR LERİNİZİ OKUDUM VE HEPSİ BİRBİRİNDEN O KADAR GÜZELKİ VE HİSLİ.KENDİMİ BULDUM ŞİİRLERİNİZ DE.
DEVAMINI DİLER,SAYGILAR SUNARIM...