Benim benden başka
dostum yine ben...
Tepeleri, dağları,
Yürürken, aşarken,
Bulutların gölgesinde
Koşarken;
Anlatıldı nice şarkı ve melodide,
O sonsuz denilen şey,
Adı vardı konulmuştu ismi,
Defalarca çağrıldı,
Ama hangi mert söyledi,
İçinde hapis kalan duyguyu,
Geceden sabaha uzayan bir düşünce,
Rengin tarifi imkansız,
Beynimi kemiren, adeta doğmak isteyen bir çocuk edasında hırçın
Flu bir gizemde saklı, lakin ifade yorgun.
Bir bocalama sürecinden sonra,
Gözlerimin göbeğinde ters yansıyan düşünce,
Ne dağları aşabilirsin,
Ne kucağına alıp içindeki çocuğu,
Vurabilirsin kendini çakıl taşlı patikaya.
Ne duvar engel gözlerine
Ne okyanus doyurur seni.
Yedi gök titrese üstüne!
Kayıp…
Söz sukut,
Pırlanta eşsiz ise,
Sevgi yüce… Lakin sahibi kayıp ise,
Bazen öyle bir zaman geliyor ki;
Bu gün,
Şu an,
İçimde,
Kıyametler kopmakta,
Yürek firari olmak istercesine, tereddütlü haller içinde…
Semada uçtu bedenim,
Kondu serçenin kanadına.
Seyahat ederken, geçmişten önümüze
Gülün kokusunda kaybettim benliğimi.
Divane kuşlara
Umut şarkılarıyla seslendim.
Sahilde bir başına
Can bedenden çıkasıya
Gezdin mi...
Hayallerini, umutlarını
İçindeki çocuğa seslenerek
Hırçın dalgalara vurdun mu...
Yağmur taneciklerinin,
Islattığı alan kadar,
Özlem ile hasret dolu,
En güzel anında sevginin,
Vefasız ve sessizce,
Ayrılışın...
Hesap…
Bir çetele,
Kimin yazdığı belli değil…
Bir çizelge,
Rakamların uçuştuğu…
Ey silueti olduğum...
Vakit içinde;
Yaşam denen bir muammaya sığınan,
Alıp vermek arası ilişkiler değil mi?
Hareketi esas alıp; seni var eden…
Bağlanmıştın oysa şahdamarına;
Uçsuz bucaksız ihtimaller denizin balığı,
Ne altında mutlu olabildin, ne üstünde
Geçer Ömür dediğin;
Rabbim insana yaşamı bağışlamış, en özelini vermiş, en kıymetlisini kendinden olanı vermiş ve içinie koymuş…
Toprağı kanla canlandırmış, can katmış, çoğalması için su vermiş bir nefeslik ve emretmiş günü geldiğinde emanetimi alırım diye…
Evet, geçer ömür dediğin; ...
Kaçamak Tat…
Bugün yorgunluk süzülüyordu gözlerimden,
Gözkapaklarım ağırlaşıyordu sinsice,
Kahvenin tadı ile ayakta kalıyordum,
Tam o anda senin o gözlerin deydi gözlerime…
Bir irkilme,
Bir uyanış,
Bir usulca dokunuşla,
Bir yeşil değmişti gözlerime… < ...