Güneş mi değdi yüreğine…
Hey çocuk,
Hey içimdeki ismi kayıp çocuk,
Zamansız baharda çiçek açan çocuk,
Duyguların bile aman dilediği yürek,
Öyle bir alan ki
İçinde rengarenk insanlar,
Gözleri bir bakirenin,
Hayallerini yıkarcasına,
Eser poyrazdan...
Yürekleri heyecandan,
Pençesinde hırçın kartal’ın,
Kaçırılmak uzak diyarlardaki,
Henüz kimsenin ayak basmadığı,
Kar yağmış dağların zirvesine.
Dona kalmak bir an,
Zalim güneş ışıklarının uğramadığı,
Sanma canı çıkar, mahpusta...
Kurşun acı vermez, düşman elinden...
Kaçmak çare değilken,
Aramak kaçış yolu,
Karanlıkta volta atmak,
Gündüze isyan değil,
Kederlerini, sevdalarını
Ağlamaklı günleri sıvayarak
Yeni bir umut,
Kırlarda yeni açan çiçekler,
Filiz açmış ağaç dalları
Ateşin etrafında
Kader diyorlar
Ne var ki biliniyorsa
Gönlünün sahibi, padişahı
Öyleyse ne arıyorlar;
Milyonları bağrında yaşatan
dünyada.
İsyan dünyanın gidişine,
Öylesine sıcak ve soğuk,
Ortasını bilmek,
Evet bilmek gerek hayatta,
Yaşananlarla birleştirmek,
Ne kadar imkansızsa,
Tenine sürdüğünde kokunun,
Etrafa şaştığı o duyguyu.
Arzu dolu gözlerin içinde,
Yaşattığı inanılmaz ateşi.
İçine sığmayan isyanın,
İsteyişini o sonsuz aşkı.
Çıktık yola Anadolu’ya
İlk durak Bursa,
Yeşil bir ova,bir kenarı deniz
İnsanlar dost görünür birbirine
Toplum mozaiğinin en uyumlusu
Nefes almışken bir gayretle devam yolculuğa
Geçen zamanın içinde,
Hani yelkovan kovalarken akrebi,
Bitkin düştüğün anlardaki gibi,
Özgür ve hürdün…
Sen bilirdin,
Akan suların terse çevrilemediğini,
Ey silueti olduğum...
Vakit içinde;
Yaşam denen bir muammaya sığınan,
Alıp vermek arası ilişkiler değil mi?
Hareketi esas alıp; seni var eden…
Bağlanmıştın oysa şahdamarına;
Uçsuz bucaksız ihtimaller denizin balığı,
Ne altında mutlu olabildin, ne üstünde
Geçer Ömür dediğin;
Rabbim insana yaşamı bağışlamış, en özelini vermiş, en kıymetlisini kendinden olanı vermiş ve içinie koymuş…
Toprağı kanla canlandırmış, can katmış, çoğalması için su vermiş bir nefeslik ve emretmiş günü geldiğinde emanetimi alırım diye…
Evet, geçer ömür dediğin; ...
Kaçamak Tat…
Bugün yorgunluk süzülüyordu gözlerimden,
Gözkapaklarım ağırlaşıyordu sinsice,
Kahvenin tadı ile ayakta kalıyordum,
Tam o anda senin o gözlerin deydi gözlerime…
Bir irkilme,
Bir uyanış,
Bir usulca dokunuşla,
Bir yeşil değmişti gözlerime… < ...