hey bayım
kelimelrinizimi yitirdiniz yoksa
neden bu suskunluk
neden gizlersiniz öfkenizi?
siz değilmiydiniz
daha dün meydanlara çıkıp
Gitmeleri ardına takarken,
Kuşandın, mor renkli elvedaları.
Gitmenin, rengini sordum?
Sen:
-Laciverte bulanan kan rengi dedin...
Neden dedim?
aşk incedir adamım
tutabilmek gerek
unutmak kıracaktır
dallarını
ama adamım
yüzüme aşk yakışır
Yoksul hüzünler taşıyorum.
En munis yerinde gönlümün...
Alıyorum yanıma, her ömür virajından gecerken,
Kırmızı sandığım o eski mahalle
Bakkalından,
Aşk denilen
Ellerimde tutunduğum,
Bir avuç umut.
Gençliğimden kalma,
Bilindik sloganlar
Kalbimde.
Yaşıyorum öylesine...
sizler bilmiyorsunuz
mavinim maviliğini
gögün rengini
bir çocuk gülüşünün sesini
sizler bilmiyorsunuz
hayata tutunduğum pencereleri
Sen hayatımda bir noktanın başladığı yersin.her yöne uzantısı olan..ve çekebildikçe çektiğim.Yaşamın içine,benliğimin içine.her anıma,mekenıma paralellik kurabildiğimsin.Beyazlığın içinde seçilesi olan bir noktadan türedin hayatımda.ruhum bütün boyutlarına muhtaçtı ve tanımalıydı.yaşamıma düşmüş,çözülesi bir işlemdin sen.ve seni her çözüşümde yepyeni sonuçlar keşfediyordum.hayatta daha önce hiç ulaşmadığım sonuçlar.Sen! o noktadan sayamadığım uzantısı olan sen! her şeyinle ömrümün yaşanılası bir yanı oluyordun.seninle anladım bir noktanın boyutlarını.bir noktanın bir yaşamı dolduracak haçmini ve genişliğini seninle anladım.tüm hesaplar çok farklıydı bu zamana kadar öğretilenden.yüreklerimiz biribirinde ayrışmalıydı,yeni yöntemler bulmalıydı hayata uzanan.aynı zamanlarda farklı karelerde oluyorduk.seninle herşeyden herkesden...
Sen yollara yeni heyacanla girmenin ümidisin.çünkü sen hayatımda bir noktanın başladığı bir yersin.ve seninle anladım bir noktanın asıl boyutunu.....
Zeyneb Günay
2208/03
istanbul
Soruların cevapsız kalıyor
sevdiğim
kelimelerim anlamsız kalıyor
mısralarının(gözlerinin) karşısında
sana ben
şiirlerimle
10 Kasım’dı 21.05’i gösteriyordu saatim. Havanın üzgüsü çoktan çökmüştü içime, yağmur damlaları çarpıyordu pencereme, kör kütük aşk yüklüydüm. İçimdeki aşk ateşi sühuneti, pelteleştirmişti bedenimi, baygın bakıyordu gözlerim, flu idi her taraf, başkalık hissediyordum, pusmak istemiyordum sondan.
Alkol alıp, meze yapmak istemiyordum yaşadığım aşkı, alkol almadan sarhoş olmuştum nice…Dalıp giden bakışlarımda kim bilir nerelere sarkmıştım. Yalnızdım, korkutmuyordu yek başına kalmak. Hiç kuşkusuz, sakıncasız, aşkı yaşıyordum. Sevincimi kuşku ile zedelemek istemiyordum.
İrkildim çalan telefonla, umurum da değildi arayan, susmuştu sonunda. Acaba diye takılı verdim birden gelen aramaya. Acep dedim neden takılırız ki biz, bu acabaya.
Üşüyorum
Sesinden, Teninden Yoksun,
Bu Yoksul Gecede
Üşüyorum Feraye..
Öznesi Çalınmış, bir cümle gibiyim.
Asl olan anlamını yitirmiş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!