Ayrılık dediğim adamım esaslı olmalı
vurmalı kırmalı ve kanına dokunmalı
ayrılık dediğim adamım
savaş şehirleri gibi olmalı,bertaraf edilmiş yakılmış ve yıkılmış..........
ayrılık dediğim adamım
onarılmaz bir enkazla yıkan deprem gibi olmalı
Şimdi uyu sevdiğim
turnaları çek sinene
hüznü bastır
gözlerine
ki akmasın
yaş yerine...
ve günceden var olan kelimeler üzre
ve ışığın ve aydınlığın karanlığı boğması üzre
ve yaşanmışlık saydığım onca kadavranın üzre
ki yosulluğuyla büyüdüm sevdanın
hep soframda ayrılık vardı
ve ağlayışları annemin
eylülleri vardı yanlız geçen sohbaharların
kurşuni renkte dökülen yapraklarıyla
ve her daim ayrılıkları vardı
memleket rüyalarının
mahpuslukmuydu yaşadığımız
yoksa hasretlikmiydi?
Dimağımda kanter olmuş
Bir vurgun
Ve zihnimde,
Beni oyun bahçemde karşılayan
Barut kokusu.
Adına mavi ismini kondurduğum
işte oldu
tam zamanıydı üflemenin suru
İsrafilin ağzından
ki bombalar düşerken kentlere
tam zamanıydı....
sen şimdi nerdesin
ellerin üşüyormu be yarim
korkuyormusun
şehirlerin sessizliğinde
şimdi dolaşır oldu
yanlızlığın
Oysa ben tutunduğum dalları hiç kırmadım.hep yeşertmeye calıştım,büyütmeye uğraştım.Mavi bir gökyüzü düşledim,dallarımın ulaştığı....
Düşme korkusuyla yaşadım uçurumları içime çektiğim günlerde...uzun siyah saçlarına tutunabilirdim oysa....
Onları kesmeseydin...
Şimdi pusatlandıysa kelimelerim; bilesin sevdam üzre öfkedeler.sen hep maviyi siyaha boyadınve uzun saçlarını kestin.biliyordun onlar benim utunduğum dallarımdı hayat uçurumlarında...
Yasaklanmış yolları severdin sen.Hep koşmak isterdin çıkmazlarda.İşte başardın.benim çıkmazlığıma doğru koşuyorsun(ters yöne) .Sen koşarken ben duruyorum,düşüyor ve boğuluyorum çıkmazlığımda...
Dallarımı kestin attın sen,yakıp ihanetini,küllerimi savurdun sen...
Ah beyrut
aşkın sınırları
olmayan kent
tank paletleri altında
taşlar içre doğan kent...
14.Gününe...
(Bu şiir; kimse için değil, hiç kimse için yazılmıştır)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!