Gerçek ve düş arasındaki çizgiyi silmek
Düne doğru yaşamak bir kere daha
Etrafta dönüp duran insanlar
Sabaha kadar düşünülülen bir tek an
Günlerce dilden düşmeyen aynı nakarat
Sarı sayfanın üstünde sarı bir gül yaprağı
Yorgun Ölümlerin,
Yarım kalmışlığıyla
Bakma yüzüme!
İçimde hala direşiyor
Umuda büyüttüğüm
İçimin sensizliği ört pas eden yanları
gittin...
özetledim bundan sonrasını
ömrümde...
kısa ve öz..
gittin....
ses verdim çağ yangınlarına
çağlayan oldu aktı sesim
yankılandı her alevinde
kalbimin
yitmedim yine
çağlayanlarınların içinde
öylesine uçuşkan,
kavuşmalara hasret bir ayrılıkla
duruyordun yanı başımda
göğümü kaplayan bir bulut gibi...
kısa geçişleri
kapsayan bir iklim gibi
Bana zamanın en ölümcül iklimlerinden bahset.tekrar tekrar alışayım hayata.beni kır, beni yak,beni çürüt önce.üzerime en içli insan tortularını ört.beni yürek kumullarının en haşmetli rüzgarlarına sür.Nice darbelerle en gerçekçi yüzüne bürünsün bedenim.Ve içimin ritminden gelsin,dışımın ahengi.Hiç tereddütsüz dağılayım çarptıkça.Nice yürek kumullarına karışıp,bir insan tutayım.Ben diye.Yerin bütün katmanlarına işlesin zerrelerim.Ve ben bulayım kendimibiraz mavisinde göğün...
Yağmur düşsün üzerime,üşütsün... ve tenimden ruhuma kadar doyayım ona.Bana duanın en makbulunu çağrıştırsın.En bereketlisini...Bana hayatı çağrıştırsın,kesintisiz bir cebellenişi.Dudaklarımdan kıpırdamasada anlaşılsın! insan doğarken ruhuna çekerken ölümcül sözcükleri.
Ve insan acırken kırılır tüm tüm pencereler,ancak bu denli dokunsallık kurabilir hayatla.Aracısız,acıyla tanışıklık kurar insan...Ve ancak yağmur tınısında doğar hayata.Sevdayla ancak yağmur tınısında dolar.Acısada,dağılsada,dökülsede; bir yağmur sesinde düzelir enkazı hayatın.Yeniden şekillenmek üzere.
Sonsuz bir istençtir o zaman yaşamak.Duymak,en vazgeçilmez duyumuzdur.Ki sevdayı yakıştırmak yağmurun melodisine.İçimiz zenginliğinden ona yeni kelimeler üflemek...İşte o zaman herşeye rağmen kırın beni! ! ! Acıtın,dürtün hayata! haşmetli dağlar arasında öğütün.Nasılsa bir damla,düşer sevda ruhuma.Ve dağılmışlığımdan oluşurum.Yenilendikçe çoğalır,bereketlenirim.
Anlarım tükenmez sevdam.Ne zaman yağmur yağsa,başak gibi doğrulur başım.Ve tüm acıyan yerlerimle,sevdama değer.
Ah...Yağmur yağar,ben illede ıslanırım....
gün boyu içime akıp dururken gece
yıldızları hiç bu kadar
yakın hissetmemiştim yüzüme
akıp duran bu ılık duygu
içimin tüm çoğrafyalarında
yeniden mavi oluyordu
Zemheri renginde gece
Kasım fırtınaları
Ve
Elleri bağlanmış
Mülteci bir bahar...
Budanmış bir sevda
Kaybedilmiş İki Bahar Artığıydık...
Kaybedilmiş iki bahar artığıydık.İkimiz değildik, kaybedilen yolların yol kenarı hüznü.Bir yetimin, dağ betimlemesi değildik.Ne olduğumuzu bilmeden savruluyorduk, bir bağ bozgunundan diğerine.Susuyorduk ansız tümceler içinde, susuyorduk boğulmuş gülümsemeler takınarak.mahsus mahal ağırlığı çöküyordu, her saat başında…Ufalanarak çoğaldığımızı zannederek, bitiyorduk tüm doğuşlara…Oysa ellerimizdi gökkuşağını renklere bürüyen, çatılmış kaşlarımızdı gecenin ahengine isyan.Bakışlar kuşatması vurgunuydu yüreklerimiz.Yitikti hayaller ama masumdu.Kudurmuş suratlar hayınlığına inat yarınaydı tebessüm, sevda yarına, düş yarına…
kıştı gittiğinde...
sokaklar dona cekiyordu
zorlanıyordu insan yürürken
her an düşme korkusuyla
kışın ortasına gelmişti gidişin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!