Sakın sormayın bana,
Ben neden içiyorum,
Rotam sevgiden yana,
Sevdalık çekiyorum,
Neden titrer ellerim,
Bilir misin arkadaş
Ben Türküm, bu kuru bir laf değil,
Hiçbir silah durduramaz beni,
İnancım tamdır, yüreğim demir…
Kartal gibi gözlerim bakarsam,
Boğarım yakalarsam gölgeni,
Eskinin kötüsü, yeninin iyisi,
Şehrimin kopuğu, köyümün delisi,
Açıkça konuşmaz, alimin sinsisi,
Bakar bakar, kendi halime ağlarım…
Garibin gurebanın, bakmaz haline,
Bir mektup yaz,
Bitmesin satırlar okumaktan,
Cümleler küçük olsa da,
Anlamları büyük olsun,
Acısı dinsin garip yüreğimin…
Hatıralar canlanır, şimdi karşımda,
Her biri değişik, hesap sorar bana,
Tat kalmadı gurbetin, soğuk aşında,
Her köşe başlarında, dalarlar bana…
Bırak beni gurbet, bırak ki, gideyim,
Ölmeden vatanımda, rahat edeyim…
Aynaya baktığında bir sabah,
kendini tanımayacaksın,
Başına karlar yağmış,
gözlerinin altında halkalar,
Çökecek içine, bir hüzün,
Düşününce maziyi ağlayacaksın,
Medeni bilirdim ben Üsküp’ü, Priştineyi, Edebiyat derslerinde okumuştum herşeyi, Her türlü sanatın kültürün merkezi bilirdim, Hayallerimdeki Zagrep özgürlüğümdü benim…
Avrupadan çok ayrıydı Yugoslav insanları, Başka severdim Arnavut, Hırvat, Boşnak ve Sırpları, Tito bu ağlıyor mezarında ölümden beter, Ağlarını örüyordu Bosna’ya zalim kader… Samsun-1992
Sabrın çocuğu, büyüyecek hep zamanla, Görebilsem sonunu, ah özlüyorum ben, Yılmadan yetişiyorlar, bunlar imanla, Bitecek zulmün oyunu, biliyorum ben…
Gazayollarında, hazır gönül erleri, Pırıl pırıl bu gençlere, bakamıyorum, Nefesleri de kokuyor, cennet gülleri, Hangi özel isim var ki, takamıyorum…
İşe yaramaz ordu, yüzleri, binleri, Gönül erleri ateşten, ışık saçacak, Basılır bir sabah, şeytanların inleri, Kesilecek yolları, nereye kaçacak…
Dün akşam, kelimelerle ağlamıştım, Gözyaşlarımın döküldüğü, o, kağıtlar nerde, Kelimeleri, cümleye bağlamıştım, Garip ömrümün, söküldüğü, o ağıtlar nerde, Hepsi zamanın, trenine biniyor, Hepsi nerden geldi, oraya gidiyor…
Harf harf dizilmişti, orda gözyaşlarım, Kalkmıştı gözlerimin, önünden o zaman perde, Başlamıştı, cümlelerle savaşlarım, Düşmüştüm birden, dün gece, deva bulmaz bu derde, Ne olaydım, ah dostlar, ben ne olaydım, Çaresiz derde, nerden çare bulaydım…
Hicran ile ah ile, doluyor kitap, Şarkılar ve türküler, ağlar hep, ney sesleriyle, Yoruldum, yar elinden, düşmüşüm bitap, Ömrüm bitiyor, ne yazık, hüzzam besteleriyle, Zulüm çekmek için mi, geldim dünyaya, Yeter Rabbim yeter, son ver bu rüyaya…
Kar yağıyor sevdiğim, hastane başında,
Vurulmuşum sana, on üç, on dört yaşında,
Sen ise bunu, hiç bilmiyorsun,
Kör kuyularda kalmışım, senin aşkına,
Boğuluyorum, gönlümün gözyaşlarında,
Neredesin, gel Allah aşkına!
Aklına beynine sağlık, bu cümleler sonsuzluğa kalacaktır.