Issız kırsal ufak bir köy yerinde
Yaraları kabuk tutmuş ta derinden
Yakılıyor türküler can evinden
Çaresiz kalmış gelin eli belinde
Sesiz karanlığa batıyor gür sesler
Felekten beterdir her halin
Yeter bu kadar zülüm
Yaktığın kadar yaktın
Yıktığın kadar yıktın
Daha ne istersin
Şu garip halimden
Ne ettiysem de ırak kıldın yolları
Hayre yormadın boş bıraktın kolları
Düşürdün içime yangından beter korları
Daha neyleyim senin gibi bir seveni
Acılar içinde yalvardım yüce yaradana
Kaç bahar geldi de hala şen
değil bağım
Beli ki felek karadan
örmiş ağım
Eridim bittim yol sonundayım
kalmadı yağım
Terazisini eğri tutan derviş
Sanma görmezden gelir mazlum memiş
Yaradan sana doğruluğu vermiş
Daha niye eğriye kaçarsın derviş
Sağa sola çalımlar satan derviş
Hani anlatırlardı ya delal,ım
Çok eskilerden
Memu ile zini yi
Sevdaları vardı kocaman
Hani anlatırlardı ya delal,ım
Leyla ile mecnun,u
Varlığın inan bende bir güneşti
Her soluk alışın yaşamda yarıştı
Bu sözünle vallah aklım karıştı
Beni bırakıp demek gidiyorsun
Koca korları içime bırakarak
Çelişki girdi düzenime çarkıma
Domdom kurşunu ile vur yüreğime
Her dostunum diyene boşa güvenme
Dağlanan kalbime derman olamazlar
Diken ile güller hepten zararda
Şu koca sevdalara hüzün girmiş
Meğerse aşk ateşleri hep birmiş
Ters dönen çark sevenleri bitirmiş
Tabibler aşk,a çare bulamazmış
Dağlar sevdalıları saklamazmış
Ben ömrüm de
Hiç bu kadar efkarlanmamıştım
Ve bu kadarda yıkılmamıştım
Neydi bilmem sende ki sır
Ve de neydi bende ki kusur
Yoksa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!