Fırtınalar,
Tufanlar,
Zelzeleler,
Bir bir yüzünü gösterir oldu...
O kadar çok özlem duyduğu olur ki insanın...
En yakınındakini bazen en uzaktaymiş gibi özlersin.
Hayat akıp giderken pişmanlıkların tabiki çok olur.
Belki de; düştü sandığın yaprak,
Kalleşçe dalından koparılmıştır...
Ruzgarın esmediği,
Güneşin olmadığı,
Kimimiz evinde rahatında, kimimiz en uzak diyarda memleket hasretinde.
Kimimiz kaçar da kaçar belaya kapılmasın diye, kimimiz de bela arar durur...
Kimimiz bir kelime etti diye memleketi terk eder, kimimiz kaçtığı yerde ölür...
Bazen kışı da özler insan!
Soğuk yanını,
Yağmurlu günlerini,
Karlı havasını.
Çamura batmış ayakları.
Bir de;
Acılar,
Anılar,
Özlemler,
Sevdalar,
Kin ve nefret bir araya karışmış,
Ne dertler biter alem-i cihanda
Ne acılar tükenir her-hali hazırda
Beyhude zamandır geçer gider
İnsan aklıyla yaşar; na kaderinde...
Öyle çok güzelsin ki;
Güzelliğini tarif edemıyorum,
Şekil veremiyorum ama
En zor olanı,
Köyde hayat bir başkaydı...
Ne zaman şehirle tanıştık,
Ne hayatmız hayat gibi kaldı,
Ne de yaşamımız eskisi gibi durdu.
Her haksızlığa kafa çevirdik.
Alenen yapılan her kötülüğe boyun eğdik...
Ve özlemim yine Andok doruklarında...
Sen hala yoksun, karşı dağlar duman tutadursun.
Sis her yanımı kaplarken, görünmezliğin kayıp ve yırtık başka diyarda.
Gelişini seyredeyim, öylece öleyim, bu toprağın kadim tarihinde.
Zira Kulp'ta uzak, Pasur'da!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!