Üzgünüm!
Ne Lokman Hekim ne de İbnî Sina'yim...
Öylesine bir faniyim başucunda;
Bekliyorum,
Bir daha Eylül,
Dalında sararmayan yaprak,
Yere düşünce, insan kıymetini anlar.
Cihanın bir çok köşesi huzur arar dursun,
Yağmur ol gel dedim,
O, kar oldu fırtınaya dönüştü,
Boranlaşıp ruzgara karıştı,
Savruldu,
Yerden yere düşürdü.
İnsan, arkasına dönüp baktığında, acılarla dolu yılların nasıl geçtiğinin farkına varır.
Her geçen yılın acısı bir diğerinden kat be kat büyük olur.
En yakınından başlayarak, en sevdiğine kadar, uzanıp gider.
Listede; hangisini ansan baş ucundadır.
Kah kuzenindir andığın, kah en yakın arkadaşın.
Hayatın akışına bıraktım kendimi...
Ne dünü umursar oldum,
Nede yarın umurumda...
Bak yine Eylül!
Hüzünlemiş her yanım,
Vedalaşır...
Ardına bakmadan, giden ömür.
Sol yanım durgun,
Ne çok ağlama sebebi varmış insanın...
Tek başına yürürken, hafif esen ruzgara karşı geçmişin bütün yaşanılanı hafızanı tazeler.
Göçüp gidenler,
Seni üzenler,
Yoluna engel koyanlar...
Yıllar yolları takip ededursun;
Sen, al başını git gidebildiğin yere...
Belki aradığını bulur, belki de geçmişine özlem duyarsın.
Aradığın her neyse;
Kafanda gel gitler olmadan
Oksijenin en güzelini solarsın.
Yine hüzün sarmış gönül bahçemi.
İçimde kopan fırtına, kalbimde tsunami.
Solan gül, aşk eylemi başlatmış
İsyan dizboyu bahçede
Yaralı kalbe ilaç arar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!