Şiirlerinde Yaradan- İnsan, Evren-İnsan, İnsan-İnsan, İnsan-Eşya ilişkilerinin tahlili önemli yer tutar. Temel hareket noktası Hakikatı ve hayatın anlamını yakalamak olup, sosyal kaygılar şiir anlayışına yön verir.
Evli ve iki çocuk babasıdır.
sapan yiyen serçe
kıpırtısız düşer çimene
toprak çeker kanını içine
serçenin aklı kalır bebelerinde
titredim akşamüstü
köhne bir sandalın güvertesinde
günün geceye çalan yerinde
bir sızı birikti yüreğimde
bana düşmez bilirim
mehtapta aşk’tan bir kırıntı
seni gördüğümde
takılır aklıma her sabah
ve akşam
yırtık pardesünle başörtün
her saat
boşlukta sallanır gölgesi
hoşgeldin sefa geldin
bize neşe getirdin
cennet kokar teninde
kıkırdarsın düşünde meleklere
el bebek gül bebek
bir hazine tanıdım
canlar canı bir kadim dost
karadenizin inatçı dalgaları gibi hırçın
bazen de ölüdeniz gibi sakin
kaç kez değişir mizacın gün boyu bilinmez
hatıraların yıllar geçse silinmez
madem ki gidecektin dönüp bakmadan
neden söylemedin yutulmazdı denizin suyu
- ki deniz yakar genzimi
aheste yüreğim sürgün
küsülü yarınlarıma
davacıyım mazimizden
farkındayım,
farkında olduğun günden beridir gülmüyor yüzün,
bu kara yazgım,
küflü bir bıçak yarası gibi kök saldı derinlerime,
yetimlerin delici bakışlarıyla afsunlanırken,
öksüzlerin bükük boynuydu,
merhaba ey akledip, nakledenler
hikmetinden sorup
esrarına varanlar
selam sizlere
adem ve havva’nın sürgünleri
beyaz atlarıyla geldi gece kapıma
bir istiridye şefkatiyle girdi koynuma
mahmur gözlerim düşle gerçek arasında
ah şu sürgünsü begonyalar olmasa
kim tutardı beni bu masal yurdunda
beni benden alan paslı düşünce
Merhaba,
İnternette dolaşırken rahmetli Hikmet ağabeyim ile ilgili yazdığınız şiiri okuyup duygulandım. Sizinle mesajlaşmak isterim.
Fahrettin Kurşunoğlu