Bu gün akşamüstü bir yağmur yağsa
Çocukluğum koşup çıksa odamdan
O masum çocuğu seyretsem camdan
Çömelip oynarken ona eğilsem
Islak saçlarını okşayıp silsem
Gözümün içine bakarak gülse
İçimde bir ateş kaynar her zaman
Bir hayal peşinden yürütür beni
Bu hasret ne acı, bu dert ne yaman
Her gün damla damla eritir beni
Gönlüm şaha kalkar zincir vuramam
Genç yürekte kara sevda
Bu gün olur yarın olmaz
Çocuğun ettiği kavga
Bu gün olur yarın olmaz
Meyve düşer kalır dalı
Bulutlar, toplanın rüzgâr önüne
Bir yandan bir yana ufku kuşatın
Canibe, şimale, poyraz yönüne
Her yere bembeyaz bir yumak atın
Bulutlar, toplanın rüzgâr önüne
Ne zaman hüzünlensem bakarım bulutlara
İçim neşeyle dolsa çıkarım bulutlara
Şu parçalı bulutlar benim kadim sırdaşım
Gurup vakti içimi dökerim bulutlara
Bulutlara bakınca hicranı hatırlarım
Hasretin başladığı o ânı hatırlarım
Masmavi gökyüzünden beyaz bulutlar geçer
Dalgalarla köpüren ummanı hatırlarım
Gökyüzüne serpilmiş bulutlar bin bir şekil
Bir çizen var muhakkak, bunlar tesadüf değil
Bulutlar nerden gelir, nereye niçin gider
Hangi dert sahibinin devası için gider
Şu karşı dağlarda bir adam her gün
Çalılık yamaca bir ateş yakar
Dumanlar kaybolur içinde göğün
Gözlerim o vakit hayretle bakar
Dağların ardına inince güneş
Her sabah bulutların kızardığı ufuktan
Bir sabah doludizgin bu şehre gireceğim
Yıllarca bekleyenler uçacak mutluluktan
Korkuyu ve yeisi tahtan indireceğim
Bu muhteşem gelişin yazılacak her anı
İlkbaharda yüreğim açtı bin bir çiçeği
Hayâl penceresinden seyrettim geleceği
Sıcak bir yaz gününde boğulurken terimden
Kurtuldum yüreğimi üşüten kederimden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!