Yokla cebini, içinde kaç paran
Hesapla kendini mangırlar daran
Senin, sahte silik varsa diploman
Boyam tutmaz diye olmasın tasan
Adam karaborsa, insan postunda
Eyvah! Yine kan, yine kan
Onu döken, yine insan
İnsan çıkmış, insanlıktan
Her gün içer, doymaz kandan
Bu zamanın, kan lekesi
Olaylar zehirli neşter, pareler vicdanı
Haktan yana; hak dileyenin, bulunmaz yanı
Fasıklar muhbir olur, mahkûm eden insanı
Üstümüze kilitli; fikrimizin zindanı
Arsızların tayfası, kümeslerinden kaçtı
Şerefe bir yuh! Çekerek, meydanları yıktı
Masmavi hayallerimiz, hep karaya çekti
Postumuz: tilkinin postuyla, pazara çıktı
Şerefsizler güruhu: hep, şerefe gülüyor
Kesince: son nefeste, söylenmedik sözümü;
Tevhid dudağımdayken, kurut Yarab! Özümü…
Güzel yavrum güle güle
Hasbel kader bile bile
Gözde yaş sile sile
Güzel yavrum güle güle
Dünya hali böyle sürer
Buradan: nice atlılar gelip geçti
Oklar, ciritler atıp, dizgin çekti
Yığınla şehitler, yan yana yattı
Topraktan gelenler, Toprağa gitti
Bu topraktan, yoğrulmuş hamurumuz
Şimdi atlas sofrada;
Ve altın tabaklarda…
Havyar, bulunuyorsa?
Çavdarı koltuğunda:
Yediğini unutma! ...
Ekistıra kumaşla;
Ölümü öldürmeye kalkışan yiğit;
Gençliğe aldanıp, kesilme ifrit…
Ecel geldi mi? Karaborsa vakit;
Seni alıp götürür, Bir kuru tabut…
Sayıdan düşerse, çektiğin bir nefes;
Erdim murada: gördüm, babamı gördüm;
Gece rüyamda! rehberim, seni gördüm…
Önünde bal vardı, dağıtırken gördüm,
Seni: sırça sedirde, otururken gördüm…
Zühd ile vakar doluydun, güzel baba;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!