yeni sağılmış
kısraklardan sıcacık
içimde münzevî bir deniz
deniz atları
üzengisiz
eyersiz
her sabah uyanınca
tırnaklarım avuç içine geçmiş
çimdik moru
avuçlarım kanıyor
usandım
her sabah
biliyorum bir gün uçup gideceksin
bu şehirden
kâr etmeyecek odun kömür
yüreğimi ısıtmaya
geri döner misin bilmiyorum
elim şakağımda
maden ocağı kara gözlerin
hem tehlikeli hem telkin
söyle seni nasıl terk ederim
direkler aciz
direkler nasıl inliyor
ve bir köstebek öyle cesur
yağmur öptü ayrılığın dudağından
neyleyim gülün ömrü az imiş neyleyim
bilir misin güller kör olur
açmaz gözlerini
umut bu kadar esmer değil
yüreğimden çıkardın dikenli gül dalını
Anlatsam derdimi ne olacak ki dedi
bırak içimde kalsın
ilişme dedi
yorgun bir o kadar tedirgin
ama su gibi güzel bir kadın
ölümünden sonra
derin bir boşluğa düştüm
ondandır herhalde rüyâlarımda
boyuna düşüşüm
iç organlarımı hissetmiyorum
sanki hepsini ağzımdan kusmuşum
hava sisliydi
sarhoştu
ağlıyordu
parmaklarının arasında
unuttuğu sigaradan
rüzgâr nefesleniyordu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!