Jouska Lavinia,
Gönlümüzde yeşeriyor düşlerin efendisi.
Hayat durmadan solumuzdan vuruyor,
Tik tak,
Bir gece vakti saatler, sana kurulu.
Bir ay geceyi aydınlatıyor
Sevda Kentinde harami,
Bir ben.
Aşıkane duygular,
Hasret kokan sokak
Koynumda,
Hesap soran sevdalar.
Bir sevda baharında doluya tutulmuş gibi,
Delik deşik olan yürek bağları,
Bilmem kaçıncı firarisinde,
Beynimi kemiriyor,
Sevgilinin meçhul oluşu.
Laf-ı güzaf ettin sanırsın,
Bu et parçasını kırılmaz...
Kalbi bir et parçası sanırsın,
Etin içinde can kırılır, et kırılmaz...
İçim dışımdan yorgun sevgili, değmesin ellerin.
Gözlerin, gözlerime değmesin!
Bu beden, bir makberde
Sensizken, senle yeşermesin...
Değmesin gizli duygularıma sesin!
Yorgun bir şekilde öleceğim günün birinde.
Can kırıklıklarından yürüyemez,
Azrail gelmeden ölmüş olacağım.
Kim bilir?
Hayatı solundan yaşayanlar bilir halimi.
Dudaklarımda bir alev-i derya mısın?
Ar, namus
Hangi günaha kefaret,
Hangi helale sevapsın?
Bir yudumluk hayatsın.
Git sevgili, durmak yakışmaz oldu artık aşkımıza!
Biz bizden gittik, bizlikten öte aşktan yalnızlığa...
Git sevgili, değmesin gözlerim gözlerine,
Gözlerimde ölmeden,
Sevgiyi yitirmeden git sevgili!
Kafamda yankılanıyor sessizlik,
El değmemiş düşlerin, kulak bilmez sesleri.
Sessizlik yankılanıyor!
Düşlerden kulaklara, sessizce...
Sesim çıkmıyor,
Nice demler geçti üstümüzden, ben münferit.
Hangi yaza bel bağlasam, zemheri,
Nicelerine seni anlatsam, lügatımda aşk var.
Zamanı makber, makberi aşina kılan duyguların esintileriyle,
Birde aşık olup, Kuşlarla uçmak var...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!