Son tren hareket ediyor istasyondan,
Gitmem gerek.
Şu yüreğim demirlemekten vazgeçmiyor dipsiz hatıralara,
Uzaklara gitmem gerek.
Bir kitap,
Fanilik bitmedi, bitmeyecek!
Kaybediyoruz değerlerimizi,
Hangi nefesimde matemini,
Yasını, gözyaşımla tutayım sevgili...
Gök kubbeden düşüyorsun faniliğe,
Gurbetin tükenilmezliği zor dostum.
Hasret yeşerten düşlere mahkum olmak,
Dört duvarının gökyüzünden ibaret olması
Zor.
Hemen yamacındayken bile sevginin,
Ayağındaki gurbet prangası zor dostum.
Kalkar koşarsın bilinmez aşka,
Yârene varmak sükut.
Düşmüşsün bedevi gibi yollara,
Be yüreğim, sevginin adı sükut...
Aman derim, aman bilmezsin,
Ve sakallarımın içinden geçen rüzgar,
Seni, kulağıma fısıldayacaktı.
Tel tel beyazlıkları,
Gökyüzündeki buluta...
Gönlümün harından küllerini savurarak,
Hangi gönlün yitiğiyim?
Yitirilen duyguların ta kendisi,
Yardan yana yitirilmiş gönül bağlarım.
Faili sebeplerimin meçhul,
Farziyatlarım inanç yoksunu
Bir keklik ötmeye başlıyor bulutlardan nem kapan bir dağ başında.
Gün ağarıyor,
Anaları uyanmıştır o masum çocukların,
Baksanıza, bir kadın güneşi kucaklayarak doğuruyor...
Gönül çorağımda gün doğuyor,
Gün ağardığında dağların ardından
Usul usul.
Canım kadın,
Mahşere bir türkü tuttur.
Perçimlenmiş gözler nazarına,
Ve yitirilen kelimeler tükendiğinde,
Lügattan harfler tek tek
Yüreği mesken edinmiş duygular
Gırla silindiğinde,
Kıralım iki kadehin belini.
Darmadağınlıktan geçiyor ömrüm,
Kafamdan gelen tıkırtılar
Bilemiyorum, hangi farenin,
Hangi damarımı kemirmesinden...
İnancını yitirdiğim gönül işlerinin çıkmazından biraz önce,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!