dört bir yanımda ayna
dört bir yanımda sen
tanıdığım sen...
tanıyamadığım sen.
gizlediğim yüzünle sen...hep sen
ben de yok değildim hani
Gönlümde karlı buzlu günler başladı
biliyor musun?
kalbim kışı yaşıyor
rüzgarla dökülmüş yaprakların çürüyüşü gibi toprakta
duygularım küf kokuyor
hayalinle yorulan gözlerimde
Korkuyor musun sevmekten?
Örselenmekten
Sevda yollarında tükenmekten
Korkuyor musun?
Oysa insan,korkularıyla... kırgınlıklarıyla...özlemleriyle
Örselenerek
Aynalarla yüzyüze bir Eylül akşamında
Dönüp maziye bir an, hüzünlere dalıyorum.
Düşünüp yaşadıklarımı....
SEVİP sevilmediğim,SEVİLİP sevmediğim
Deli dolu günleri arıyorum...
---içimde kopan fırtınayla
*Tam yüreğinde gecenin çırpınır yüreğim. Eski bir masalı anlatır gibi dili çözülür,
Yadsınamaz varlığını, en güzel renkleriyle duvarlara resmederim.*
Hani gecenin çekildiği yerde
Hani Ay, ışığıyla sarmalarken sensiz kumsalı
Hani fısıltılarında rüzgârın
“KEŞKE
…dedim duymadın mı? ”
Bilebilir miydik gelecek bir zamanda “keşke” diyeceğimiz onca yaşanmışlıklarda, dilimizde sevdamızdan kalan kırık- dökük, iç sızlatan sözcüklerle yeniden yaşamak isteyeceğimizi.
Her gece;
Yaşama kırgın yanımla,kırılgan bakışlarla bakıp aynaya içimde yeşerttiğim boynu bükük çiçekleri erteliyorum gelecek bahara.Yüreğime dökülen birkaç umut kırıntısı da olmasa… Anla!
Asirlik cinarlar gibisin...
Kirac toprak ellerin
Sanki diyor,'biraz su verin'
Gunesten degil,
Calismaktan yanmis tenin...
Belin iki buklum,
Ah şu zamansızlık… Nasıl sığdıramadım onca yaşam kaygısının arasına “güle güle “diyecek kadar kısaca iki sözcük. Çünkü lal olmuş şimdi yüreğim. Sen bu limandan ayrılınca. Günlerce yolunu gözledim. Derin maviliklerde gökyüzüyle denizin birleştiği yerdeydin hep, uzanmak istediğimde kendimce. Yalnızlık ve özlemdi ardında bıraktığın. Rüzgârların aniden fırtınaya dönüşleriydi bırakıp bırakıp gitmelerin. Yüreğimde tüy bitirmişti onca içsel söylence. Martılar sırdaşım olmuştu kumsalda, dertleşiyorduk çığlık çığlığa,günlerce.
Ufkunda ne gemiler batırdı belki bu enginlik ve beklide nice adı konmamış sevdaların gömüsü oldu derinliklerde. Ya da Geceler boyu Ay’ın aydınlığında “yanaşacak bir kıyı bulunca” sığındı. Rotasız bu sevda.
Nerden bile bilirdim ki?
Her aksam eksiksiz kurulur icki sofrasi
peyniri, kavunu, ickisi, mezesi
eziktir yuregi Ahmet'in
bunca kahir bunca zahmetin
eseridir,elinde raki sisesi
bir sedirde bir minder
Bakışlarımız sustu birden
Terkedilmişliğin hüznü var içimizde
Ne sevgi kalmış...
Ne tükenmez arzular dünden
Karanlıklar büyüdü içimizde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!